'Sevgili oğlum Mehmed Said'e'
Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır
Ormanlar koynunda bir serin dere
Dikenler içinde sarı gül vardır
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem
Yüce dağ başında siyah tül vardır
Orda geçti benim güzel günlerim
O demleri anıp bugün inlerim
Destan-ı ömrümü okur dinlerim
İçimde oralı bir bülbül vardır
Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok
Öyle akarsular, öyle hava yok
Feryadıma karşı aks-i sada yok
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır
Hey Rıza kederin başından aşkın
Bitip tükenmiyor elem-i aşkın
Sende derya gibi daima taşkın
Daima çalkanır bir gönül vardır
Kayıt Tarihi : 14.3.2001 22:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rıza Tevfik Bölükbaşı](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/03/14/ucun-kuslar-2.jpg)
Üç Kuşak Akımı
?si=qgwFCs6VdIqrcimp
İlk kıtasındaki hatasız giriş.
Metnindeki akıcılık
Şiir bitimindeki kıtanın akıldan çıkmayacak vurgusu. işte usta hececiler böyle yazıyor.
başımda beynimde daim eyvah var
yaşamak boş beleş mevtte salah var
dünya dediğinde her dem zûl vardır
@..
Deli dolu bir hayat, ozanca bir şiir.
Şiir, şairin hayatı gibi sağ sol yapmıyor, yalpa vurmuyor.
Öz Türkçemizin ışıltılı cevherleriyle bezenmiş, dizeler.
Gerçekten çok içten yazılmış.
İnsan vatanından kaçar mı?
Ölecekse vatanında ölür. Mezarı da vatanında olur.
Şükür ki Rıza Bölükbaşı, son deminde vatanına kavuşmuş, helalleşmiş adeta.
Bu şiiri de, vatanından uzak kalışının gerçek hasret yansımaları. İç burkan, gönül yakan özlem dizeleri.
Ormanlar, dereler, çaylar, bağlar, bahçeler, dağlar, tepeler, bulutlar, evler... Ne varsa vatanlaşmış hepsine içtenlikli bir özlem dökülmüş dizelere.
*
Son iki dize, şairin felsefi yönünü gayet açıklıkla dile getirmiş.
Hep çalkalanmış, hep kendini savurmuş bir yerlere.
Osmanlıcı...
İttihatçi...
İtilafçı...
Padişahçı...
Öğrenci hareketlerinin lideri...
Mülkiyeden kovulma...
Milli eğitim Bakanı...
Devlet adamı (Danıştay Başkanı – Milletvekili)
Yüz ellilerden...
Sevr’in yükünü sırtlanan cesim-i cüsselerden...
İstanbul sokaklarının görevli kabadayısı...
Musevi tezgahından geçme...
Gurbetin yalnız kuşlarından...
Vatanıyla helalleşmeyi başaranlardan...
***
Daha ne olsun. Ömrü Serap olmuş, şiirlerini de Serap-ı Ömrüm’de toplamış bir şair işte...
Hikmet Çiftçi
29 Aralık 2012
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (26)