Vulsat destur çekmezse eşikten atlarken, uğursuz buluşmalar çuvala girer karanlıkta... Gecenin ruhu görünmez olup kendini minare gölgesine çalar da günahtan kan damlar toprağa ve sıçrar oradan da baharda açan her bir yaprağa... Burç falları çaresiz dönence arar içinden, deliye döner falcılar doğan günle gelen yalandan...
Camsız gözlük takan köşeli çengiler at koşturur düz ovada, keklikler güler karga yerine bir onlara bir kendilerine... Maymun iştahlı kargalar da düzgün yürüme öğrenir yalancı yarışmalardan... Gergin davullar helallik ister derisi için, mundar olmasın diye kesilen koyunlardan... Durmadan... Kaşar olunan oyunlardan...
Ben bilirim, okurum, dokurum... Yazarım, çizerim, ezer geçerim... Bir çuval pislik hep durmadan dönerim... Severim hem de çok severim... Kör kütüğüm ya onu da içerim... nasıl ama değil mi içinde çok güzelim? ! . İlham mı geldi ne? Hele ben bi helaya gideyim...
İşte böyle büyür delik durmadan... Sesler gelir bir o yandan bir bu yandan. Bin bir delikli bir zurnadan... Ah ne olur ben de içeyim... Taşına toprağına kurban olduğun o kurnadan...
Taş kalmadı düvelde... Çıkar yediyi yirmi birden say hele... Elde var mı üçün içinde birden ziyade...
Bülent Özdemir...
Bülent ÖzdemirKayıt Tarihi : 10.1.2007 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarih Kültür Derneği Yazarlık Okulu çalışmalarından
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!