Üçlükler Şiiri - Ahmet Emin Atasoy

Ahmet Emin Atasoy
132

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Üçlükler

BENDEKİ BEN

hiç usanmadı
beni yemekten
şu bendeki ben

NEDEN

soyunurken takvimleri
ömrümün bedeninden
içimdeki ürperti neden?

BAYRAK

müzede sıkıldı, özledi özgürlüğünü,
isyan etti,
açlık grevi ilan etti.

NEREDE

özgürlüğümü
özgürce haykıracak kadar
özgürlük nerede var?

SİZİPHOS

artık zeus’a inat
meraktan kurtarmalıyım dünyayı:
ya kaya beni, ya ben kayayı.

İNFAZ

sehpa iç çekti,
ip gıcırdadı,
cellat ağladı.

CELLAT

gün geldi yoruldu, döndü evine,
vicdan hesaplarını denklemek için,
kendi celladını beklemek için.

BİR GÜN

eksik olsun övgüler, alkışlar,
eksik olsun ün;
aynalar yüzüme tükürecekse bir gün.

YARASA

verebileceğim
biricik hüküm:
güneşe ölüm!

SOFİYANE

o şey ki yaşanılır, o şey ki anlaşılmaz,
çünkü bütün parçadadır, parça da bütündedir;
yanan gönlün mucizesi yakanın gücündedir.

DÜĞÜM

bir yandan doğum,
bir yandan ölüm,
yaşam; onları bağlayan düğüm.

TRAJEDİ

konu: ihtiras, intikam ve kan,
aktör: kanuni süleyman.
rejisör: hurrem sultan.

HAŞİM’İN MERDİVENİ

haşim çoktan yok,
ama dimdik ayakta merdiveni,
bir kez sen de dene kendini.

YAKINMA

dostlar halime bakın, düşmanlar kınalar yakın;
yakın yakınından yakınır mı demeyin sakın,
yakındığım o yakın bana benden de yakın.

MEVLÂNA

evrenin ruhuna, sema’ya sinmiş,
başlangıçsız ve sonsuz bir âlemde o,
neyci de, ney de, semazen de o.

OSMANLI

önce at,
sonra avrat oynattı
ve battı.

ARTTIKÇA

düşmanlarım arttıkça
seziyorum yolumu bulduğumu,
adam olduğumu.

SUÇ DUYURUSU

gelin götürün beni;
bir kızın evine daldım,
en güzel düşünü çaldım.

YALNIZLIK

tanrı bile,
tanrılığına rağmen ona dayanamamış
ve çareyi insanı yaratmakta aramış.

SAAT

iki bıçaklı bir zemberek
soğukkanlı, zalim,
doğruyor zamanı dilim dilim.

HEYKEL

çırılçıplak bir kız
kapılmış hülyaya,
poz veriyor aya.

AĞAÇ

benim de falıma bak,
benim de yarınımdan haber ver falcı:
çeyiz dolabı mı olacağım, yoksa darağacı?

AY

olgun ayva gibi düşüp
kadehimde boğuldu;
rakıma meze oldu.

GECEKONDU

gözle kaş arasında alelacele
çocuk resmi gibi bir gecede kondu,
sabahı bacadan dert tüter oldu.

SOKAK

pencereler düş görüyor gözleri açık,
sessizlik, sesleri yumağına sarıyor,
bir ışık çizgisi gölgesini arıyor.

MEHTAPLI GECE

bir gelin yüzü gibi gülümsüyor dolunay,
ağ örüyor yıldızlar som gümüş tellerinden,
tepeler nur emiyor göğün memelerinden.

ÇOCUK

bir bulut kaptı,
ona ip taktı,
uçurtma yaptı.

ÖLÜ

öteki dünyadan
mektup yazdı yakınlarına:
“anılar defterimi gönderin bana.”

SURAT

utandırmak için
suratına tükürebilirdim kesin,
ama suratı yok ki herifin.

MUTLULUK

şeytan, düşlerime
onun girmesini çok gördü
ve hemen aldı götürdü.

SEVDA

öyle bir şey ki,
cefası – dayanılmaz
bir haz.

ÖNCE

aldanmamak için
göz denizlerine girince,
yüzmeyi öğreniyorum önce.

ÇAĞRI

en yıldızlı geceyi seç seçeceksen,
en güzel dolunayla saçında tel tel
en güzel çıplaklığını giyinip de gel.

KORKTUĞUM ŞEY

kalbinin kapısını çalmaktan korkuyorum
kendimi orada bulurum diye,
bulur da sevinçten ölürüm diye.

KÜLKEDİSİ

küllenmiş duygularımdan
zevk alıyor gibisin,
yoksa sen külkedisi misin?

DEPO MÜDÜRÜ

gelmiyorsun, sadece selam gönderiyorsun,
olur mu gülüm,
ben selam deposu müdürü müyüm?

AYNA

her gün bir şeyler çalıyor güzelliğinden
yaklaşma ona, inanma;
hırsızdır, namussuzdur o ayna.

KESKİN NİŞANCI

gözlerin keskin nişancıdır senin, güzel kız,
hedefini tam vuruyorsun,
o halde ne duruyorsun?

SORU

sen seni bilirsin, ben beni,
ben sende beni buldum söz gelimi,
sen bende seni bulabildin mi?

DUDAK DUDAĞA

öyle bir öp ki beni
öpüşün
bir ömür sürsün.

KISKANÇLIK

bakıştılar, sarmaştılar, öpüştüler,
tam sevişmek zamanıydı ki
aralarına ay girdi.

GİYSİLER

önce giysiler düştü üst üste
çabuk çabuk, birer birer,
bizden önce giysiler seviştiler.

MUM

öyle bir bakıştık ki,
ne anladı bilmiyorum,
kendiliğinden söndü mum.

soyun, sergile çıplaklığını,
güzelliğini ortaya saç,
yesin güzelliğini gözlerim aç aç.

AYLI GECELERDE

seviştikten sonra
yorgan yerine
çıplaklığını çekiyorum üzerime.

HIRS

hırsla, şehvetle, soluk soluğa
çırılçıplak birbirine girdiler,
birbirini yediler bitirdiler.

ORMANDA

onların seviştikleri yerde
sabahı etti bir çoban
ateş yakmaya gerek duymadan.

Ahmet Emin Atasoy
Kayıt Tarihi : 8.4.2011 11:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Emin Atasoy