Yüreğinde sular coşkulanıyor.Tanımsız heyecanlar yaşıyordum.Hayatın ucuzluklarında kaybolmuştum.İlgisizlik çölünde bir güzel lale veya leyla gibi ailemden istediğim ilgiyi bulamuyordum.
-Rengarenk, çeşit çeşit, çiçeklerimin yeni yaşamlarda açmasını birilerin de görmesini isterdim. İçimdeki gülbahçesine benim için gözyaşlarını akıtan biri olsa diyordum. Ve biliyorum ki, sahte gözyaşları,suni özlemlerle bir yere kadar avubilirim.
Annem çalışıyordu.Babamın işi başından aşkındıAkşamları ikisi eve geldiğinde kavga filimlerinin yeni oyunları artıyordu.Dersler,sınavlar derken stresin yokuşunda yoruluyordum.Yorgun,içindeki sevinci kaybetmiş,içten yıkık birisiydim.Sınava hazırlanıyorum.Ama hayatıma hazırlanamayan okadar hazırlıksızlar var ki? Sınava temiz hazırlanmak gerek. Sınav temizlik ister, ruhen, kalben,beynen,alalenen, her şey de hazır ve istendik olmak gerekirdi. Motivasyonun oyuncağı olmuştum.
- Yaşadıklarımla, yaşayamadıklarım arasında labirentler uzayıp gidiyordu.
Özel hayatımda tufanlar esiyor.
İçim darmadağınık.Açılacak,dertleşecek,paylaşacak biri yok ki? Yalnızlığın,yalnızlığını yaşıyorum.Yalnız değildim.Mutsuz değildim.
-Ya ikisinin ortası bir şey.Garipsiz,tuhaf,isteksizbir hayatım vardı.Gençtim,üstelik çok güzel olduğumu söylerlerdi.Her dem aynanın karşısında kendime,yani umutlarıma yani mutluluklarıma taranıyordum.
- Cidden de güzelmişim.Saçlarımla oynadığımda,sularım kadar huzursuzluk görüyordum.Neden ama? Herşey güzel değil? Sorun maddi değilki? Dersaneye gidiyordum.Yeni bir ev,pardon yeni avuntu,ya da gelecek ovası.İçimdeki aysbergleri belki düşlar eritir.Dershaneye
gelince umutsuzluk çölünde önce kaktüsler açıldı.Ama güller ve bu güllerin dikenlerinde kanamak isteyip kokusunda ben sarhoşu yakışıklı bülbüller ya... Ben de az değilmişim. Çok şey istiyorum huzurun çeşmesinden.
Dersler çok zevkli gidiyorduHocalar çok iyiydi.Hele Türkçe öğretmenin ilgi ve sevgisi beni çok mutlu etmişti. Bu da yetmiyordu içimdeki mutsuzluk aysbergleri erimiyordu.Garipsi ve heyecansız yaşamım içimi kemiriyordu.Her soruda bin cevapsız istek çıkıyordu.Bu kadar cevapsız istekler arasında aşk belki her şeye ilaç olacak diye düşündüm.
Sevmek,hayatın mutluluklarında taramaktır.Ailemden ilgisiz,sevgisiz yaşıyorum.Onların sevgi selinden uzağım.İçimdeki mutsuzluk aysbergi hayatımı soğutuyordu..Sınava hazırlanıyorum.Dersler,sınavlar,yoğunluk eşittir stresli bir hayat.Stres hayatımı istila etmişti.Her yanım diken,oysa içim çıplak,yaşam ayağım çıplak.
-Dikenler batıyor,içimdeki bulutlar üşüyor.
-Üşeniyorum mutluluğa,sevgiye,ilgiye aşka üşüyorum. Mağmadayım, ruhumun ateşi hala buzul.Bir sevgi açlığındayım,farkındayım, genç kız olmuşum, anne sevgisini dolu dolu yaşayamadım, hele baba sevgisi nedir tam bilmiyorum.
İçimdeki sevme volkanları kızışıyor.Umutsuzluk çeşnisi oluşuyor bende.Ben, benim hayatımın adı.Adım çalışmak,adım çabalamak,adım stress. Ya sevmek şubem neden yok.Neyim eksik, ben de insanım ben de...
Bir öğrenci mutsuz kalabilir mi ki? İlgisiz,heyecansız,umutsuz çalışma azmi artar mı? Yüreğim donuyor.İçimde kış,dışımda yangınlar
-Ya ilgi,ilgi nerde? İçimdeki ilgi hasreti bendeki sevgi volkanlarını kızıştırıyordu.
- Bir şey istemiyorum,güzelliğim kadar güzel yaşamak.
-Güzel sevmek için güzelleşmek ile olurdu.Bütün bu ilgisizliklerden kurtulmak için dershanedeki yakışıklıların sevme sahilinde bir gül olmak.Onunla gülmek geleceğe.
-Bütün bunları kafamda ütülerken,dershane çıkışında bir cafede çay içiyordum,çayımı aldım, şekeri,içimdeki,her şeyi karıştırıken bizim sınıfta Bahacan geldi.
Karşıma oturdu.Gözlerimin içine içine baktı.Kalakalmaların seller aramızda aktı, dışarda yağmur yağıyordu, içimizde şimşekler patlıyordu.
Bir ara baktım çayım bitmiş, ne zaman içtim ki ben o çayı.Rabbim bu da ne...İçimin resmini çeksem, mutluluk çatlar ölür.Her şey aniden başladı,ben içimin savaşındayken Bahacan çıktı karşıma.
Sevmek,sınav,stress,işte yeni üçlemim. Aman Allah’ım!
İlgi arıyorum.Mutluluk arıyorum.Belki onda satılır diye katlandım.Artık bende seviyorum.sevmek için sevmek.Onun ilgisi arttıkça sevmek bile sevdi bizi…
-Gidiyoruz,gidişatın duyusal sınırsızlığında karşılıklı konuşmalarımın bir kitap kadar anlam kazanıyor.Onun gözlerinde kayboluyorum,görmek istediğim her şey şiir gibi diziliyor peşimde.
İlgi odağım vardı, odaklarımda aşk ve huzur akıyordu. -Mutluluklardayım. Sevmek,sınav,stres üçlemi hayatım.
Biri olumlu,biri duyusal, zararlı,diğeri tümden zararlı. Akli olan bir şey yok ki.Hep hislerin dünyası var.Böyle yaşam beni nereye kadar götürür ki. Sevmek,sınavın sedleri mi? Çalışıyorum.seviyorum.Sevmek çalışmanın önüne geçti.Her soruda artık o var.Okuduğum her soruda onun baş harfini görünce orda kayboluyorum.Kaybolmak en büyük tehlike. Oysa, kazanmalıyım; ama sevmek,sınav,stress...İkisi önümde dağ.İçimdeki aysbergler eridi ama başarı grafiğim gittikçe düşüyordu.Her an onu düşünüyorum. On soru çözüyorum,Msn açıyorum, belki orda görürüm diye.Ya da Facebook’a.Ya da cepten ona bir mesaj yazıyorum.
Sınav yaklaşıyor.Denemelerde kazancak puanı bir türlü alamıyorum.Stres dağım yükseliyor.Yeni bunalımlar artıyor.Ne yapsam ayrılmak mı? Çok kolay değil ki? Sorular içinde soru
Cevapsız cevaplar.Mutluluk ve mutsuzluk ikiside yok.Ne yapacağım.Ya Rabbbim sabır,Ya Rabbim kimseye kaldıramayacağı yükü verme.
Gidiyorum doğrulara doğru…Beni terk eden hayatımın terkiplerinde kayboldum.Gel gör,yaşa gör,sev-gör,çalış-gör,kazan-gör.
Bu ikileme nasıl gideceğim.Zor bir soru bu.Çözemediğim hayatın çözümsüz sorunlarındayım. Rehber hocamdan yardım aldım, çok faydasını gördüm.
Sınav,stres,sevmek.Bir son mu? Yoksa hep son mu? Çözemiyorum,zor soru, cevabı tüm öğrencilere hayat.
Acılar, aşklar yaşandıkça anlam kazanır, bilinmeyen denklemler o zaman çıkar,çözümü hislerinle aklın arasında.. İçimdeki çiçeklerin dal uçlarıyla tutunum baharlara,oysa hayat tek bahardan ,tek Bahacan’dan ibaret değil bunu anladım.Güzel,kariyer sahibi,duruşu genç kız için yarın erkek mi yok?
Aklımın öğrencileri bu cümleyi kuruyor,kitaplar ötesi özetlerle.Hislerim
Sen baharlarda yeniden doğ ve aç göğsünü sevdalara, sevdan seni başarının zirvesine taşır.Biz Şems ile Mevlana değiliz ki hayat.
-Kutsal yüreğinde fırtınalar gittikçe artıyor,fırtına sonrası gül dallarım kırılınca,işte fırsatın reyonlarında biraz ondan kaçmanın yolcusu oldum.
Ömrünün sayfalarında isimsiz bir şiir gibi,yalnız aşkın anonim güzeli olmak istemiyorum.
Güzelim.
Çalışkanım.
Zekiyim.
İyi.çalışıyorum.Yarınımı güzellikler kurtaracak. Aklımın sunduğu kitabi cümleme sarılıyor”
Güzel,kariyer sahibi,duruşu genç kız için yarın erkek mi yok? ”
-Aşkı içimde saklıyor, bütün zamanım güzel bir fakülteyi kazanmaya odaklıyorum. Yarın bana daha yarın.
Kayıt Tarihi : 21.9.2009 12:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!