bıçkın bir süvari, adını çoktan unuttunuz değil mi?
gözünü kapayıp da bıyıklarıyla gülümseyince
hayat, feryat bir coğrafyada padişah zimmeti
kim bilir, kaç mecidiyeye satıldı kimsesiz cesetler?
bir fes bir kalpağa dönüşebilirdi, ya uçuşan saçları?
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
kim bilir, kaç mecidiyeye satıldı kimsesiz cesetler?
kopmuş tespih tanelerinin peşindeydi gizli düşleriniz
trenler katar katar kol değneği tükürüyordu yüzünüze
mis kokulu bahçelerden sonsuz bir çöle yürüdünüz yalınayak
itiraf edin! az zamanda yırttınız hoş nakışlı dağları
ah! ayaklarımı bastığım yer; gövdem, yurdum
dedemin pos bıyıklarıyla gömüldü zavallı pişekar
..
şu şarkıyı dinlerken şiir iyi göründü
/>
kırılmış tüfekleri özleyen bir kadeh rakıydım alt tarafı
yüzünüzü yalayıp geçen serin bir rüzgâr
elektrik tellerine tünerken can havliyle, sordum işte:
toprağın sahibi olur mu?
keske devamida olsaydi.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta