I
Kendin gel
dedi aç dürtüye sihirli dünyevi köstebek:
kar ya da kış gibi; yaz ya da ilk bahar.
'Kendin gel';
nazara atılmış zarlar gibi,
ya da asker tavlası da olsa olur.
Tek ki,gel ve kendinden şaşma.
Şöminede oyalanan külkedisi etrafta,
bakarak dediklerine suskularını gördü
sonra nasıl olup da sözlerin sekmediğini
ve nasıl da rahat bu bol lafların
yayıldığını içten.
Hayuali evin hayali çatısına
kurulup durdu azrail, bazen gelmez
işi olmadığında da önemser gelirdi. Sordu
bir keresinde köstebek:
'Pelerinin neden var peki? ' Cevapladı:
'Tekrar dönüp canlı kalabilmek için:
İyi tamam,
okkalı bir paydos vermeliyiz şimdi.
Ne nasıl olacak;
nedir bu dünya, nerededir...
Kim nasıldır, necidir...
Bir el tutmak bir el tutmaktır çoğu zaman;
bir el tutmak,
hemen her şeydir bazı zaman...
Bırakılmayan bir anlaşılmaz
yoktur bırakmamak, tekrar sentez edip
araştırıp geçitler açmak için.
II
Bir ev bir düğün işte.
Bir o koca yemek masası, uzun mu uzun;
'Malikane mi burası? '
'Hayırr' dedi Rapunzel. 'Burası sensin; iyi bakasın kendine, sen sensin'
ve devam etti: 'Korkuludur rüya
ve bence de pişman olma
ama beni bir gün evden gönderirlerse
düşmeyesin de peşime...'
'Boşver bunları, ama sade bunları.
Olmayacak.' diye cevapladı Baykuş oyunbozan.
'..Çatı yok aslında; aşkın kendisi
ve burç, belki:
geldiğini bilmeden gelen
ve bazen de gelmeyen
o kötü şaşırtıcı için...'
Yemeği bekledi
oyunbaz köstebek, birbirlerine, külkedisinden.
Kötü kalpli sahibe kızları gittiğinde
birlikte çay içerler
aksi takdirde konuşurlardı.
Nasıl kumdan cam yapılır ki?
Hayvanat bahçesinde kafeslerin içindeki
maymuna bir şeyler atın ve içerde zıplasın.
III
O çatıdaki mi sızdı tutuşan tülbentten
ve sık koridorlardan geçilerek girilen
yatak odasındaki cibinliğe de ulaşarak,
her şeyin bir zamanı olduğunu söyledi,
ama istediği tepkiyi alamadı.
Yıllar boyunca da yılmayacaktı.
Tepkisiz düzenlediği seferleri bir kine dönüştü çatıdaki pelerinlinin.
Nasıl bu kadar gayret edebildi, hayret;
içi boş, dışı boş…
Evvel zaman içinde de
aşklar yaşandı, yarın da olacak;
ama olsun! ! ...
IV.
Ada gitmez, ada döndü! !
Ada gitmez; ada söndü! ..
Ada gitmez, ada döndü! !
Ada gitmez, ada döndü; vardı, var…
Eh be yar! .....
Ne kadar sonbahar varsa
o kadar da ilkbahar vardır; var mıdır? aardır..
Ama yaz varsa her mevsim güneş tepededir
Ve bahar varsa, sonbahar yoksa;
yaz gitmez, gider gelir.
Ada gitmez, ada döndü! !
ada gitmez; ada söndü! ..
ada gitmez, ada döndü! !
ada gitmez, ada döndü; vardı, var…
Zaman kısa mı geçiyor?
5 dakikalarda 4 geçen 365, 5 senede de 5 seneler geçiyor.
Şu saati alıp bir
pastel renklere vursak,
eğilen bükülen saatlerinde gerçeküstücünün;
H. G. Wells,
geçmişe geleceğe,
söyle bakalım? =! .. iki nokta olsun, 3 değil.
VI.
İçte bir sıkışmışlık,
muazzam tepkimeler veriyor.
Enerji aynı ama enerji büyüyor.
Bıraktı köstebek o malikane gibi yeri.
Adaya gidip yerleşti.
Yukarıda peri hayalleri görür geceleri
düşlerinde.
Göktee! : çatıdaki pelerinli gitti…
Dönenlerin arasında yukarıda
kendi de dönüp duruyordu, kendi beyaz gölgesi.
El verilen yerden bir gün ses verir plastirin. C. Eryphelia, duy!
Nezarette kaldığına olursa duacı, orası onun bekleme yeri.
Parmaklık var,
parmaklık yok;
Kuş var…
E, NmTd. *
Glub, glub, glua,
A Clue?
-
*ne mutlu Türküm diyene
http://onlinemp3dinle.com/hande-yener-yarasa-mp3.html
Akın AkçaKayıt Tarihi : 9.8.2008 11:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!