Anlatması zor.
Şimdilerde her şey alışılageldik giysilerinden soyunup
Bambaşka kostümlerle dolaşıyor ortalıkta.
Bulutlar punk bir kirpi ile yatmış gibi delik deşik
Yüklendikleri suyu sızdırma derdinde birer muhbir
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
anlatması zor
Şimdilerde her şey karışık
Bulutlar Gorki okuyup
Kente bilgi sızdırıyor
Herkes yağmur sanıyor
Anlatması zor ............ şiirde buradan sonraki bölüm, burayı öylesine karıştırıp ama yine de aynı harfleri kullanarak dağıtılmış ki.. okuyucuyu da dağıtmakla kalmayıp, toparlanmamayı tavsiye ediyor gibi.........mükemmeldi.. tebrikler..
Şimdilerde her şey karışık(vesselammmm)...Daha başka söze ne hacet?...
'Şimdilerde her şey karışık
Bulutlar Gorki okuyup
Kente bilgi sızdırıyor
Herkes yağmur sanıyor
Anlatması zor '
hohoyt.. günümün şen geçmesi için yeterli!
:)
:))) ben bu şiiri pek sevdim sevmesine de bundan daha iyi nasıl anlatabilirim derdimi bilemedim.. ama zeki bir şair, diğer bir şairin anlatamadığını anlar değil mi? ya da kral her daim çıplak ama bunu söylemekten imtina mı eder zeki şair?
tebriğimin en alası ile tebrik..
Dua ile..
niyekine!..:))))))))gerçi parmaklarını da azaltmışsın ama,kendini sayar,hesaplardın be Bahacım!..bırakma sen matematigi,abla nasihatidir...
aklımı tutmak istiyorum şimdi
telefondaki tuşlara konan kuşları ykalamak için
üniversiteli sevgilimden gelmişti
sahi ne demişti sevgilim
'kafede dans edecegim
kendimi portakal gibi soyacak
senin yerine yiyecegim
bana para gönder'
gibi gibi alfabemin dışına taşan
beni folluğuma basan
şeyler istemişti!..
gonderemedim gitti!..
o kafede portakal kaldı
ben burada fakirin fakiri...
ilahi........
:)))))
notlar:
*insanda ekşisözlük vecizeleri icadetmeyi tetikleyen şiirlerdir bahanın şiirleri
**absürdizm sanıldığı kadar yavan değildir..bunu şairler bilir..notayı tutturamayan ve zurnasını zırt dedirten müzisyenlerde..renkleri karıştırırken kurduğu hayalleri karışımı tuvale sürdüğünde yıkılan ressamlar da bilir..hem de öyle bilir ki fırçayla tuvale bir güzel fırça atar..
**saçmalama katsayısının kılıfından çıkarılarak bilenmesi matematikte sonsuz büyük hesaplamanın mı yoksa sonsuz küçük hesaplamanın ilkeleri arasına girer
***dadaizmle, hurufilik kardeş mi desem..kardeş ama oldukça üvey sanırım..
****bahanın baha biçilmez bilinçaltı yansımaları deniz yüzeyinde yassı taş sektirmelere benzer..
***** patrona halil isyanına benzetsem onun şiirlerine yoksa kabakçı mustafa isyanına mı? bilemiyorum..çünkü ne tam kapitalist bir isyan ne de tam sosyalist bir isyan..
*****mate - matikten , meta- matiğe geçilen yeri ben biliyordum baha ..sorsaydın keşke bi yol..heni meşin kırbaç şaklamıştı da, yağız atlar kişnemişti ya..faruk nafiz için tam da orada bitmişti matematik.. hani o senin şiirinde kaybolan ada var ya işte orada faytoncuların atları var git bir meşin kırbaç ta sen şaklat diycem ama...ben gördüm o atların artık ne yağızlıkları ne de kişneyecek halleri kalmış...sen en iyisi aritmetiğe yeniden başla..
:))
sevgilerimle
farklı ve özgün bir tarzınız var...
tebrik ederim genç kaleminizi...
hahaa...super !
14 mart geceli cok oldu sekerim:))
bir virgul altiyuz on sekiz esittir salyangoz:)))
siiirin bu defa tanjantima carpti...
korkuyorum hayretimi kaybederim diye:))
ya hararetim !
anlatmasi zor ..ne kadar anladigimi...
simdi ..
zaten..
baska kimse yokken ..
.
ustelik kimsecikler yok iken....:)
veya yokken ortalikta kimseler ...
ben siir yazmaya devam edeyim:))))
ic ice ...
anlatmasi zor.........zaten kimse yok...:))
iyisin iyiiiiii:)
semantik düşlerimi böldünüz bayım
zirzop şiirlerinize oldukça tavım
kır kahvesinde caz solosu vardı da biz mi içmedik
öksürük şurubunu
oysa ki taşralı kızlar korosundaki detone mualla
bir formül sunabilir
kırgın dirliğimizin endişelerini gidermek adına
matematik diyorsunuz ya bayım
ben bu matematiğe oldum olası tavım
@..
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta