Üç Umut Şiiri - Yorumlar

Suna Onur
55

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hep aynı kaldırımdan işe gidip geliyordum. Kış yaklaşıyor önceden gönderdiği rüzgarla gözdağı veriyordu. Günler benimle okula gidip gelirken tükeniyor, yapraklar rüzgarların aldanıp seslerine tek tek dökülüyor, ıslığa dönenler üşüyor, düşüyordu.
Düşmüş her yaprak bana günahkar insanları çağrıştırıyordu. Doğanın gereğiydi elbet düşmeleri, çürüyüp gitmeleri. Belki bazılarına göre bu da güzellikti. Ancak kopuşlar onlar için cezaydı bence. İşte önüm sıra yerler, bakışlarının azaplarını ödeyen sonbahar kırıntılarıyla doluydu. Acımaya dahi vakit bulamaksızın ezip geçiyordum onları. Duramazdım; zira her yere geç kalıyordum.
Türk Dili ve Edebiyatı muallimiydim. Arabalar dolusu kelimeler, harfler, ünlemler, soru işaretleri akıyordu, her yanımdan cümleler yürüyüp gidiyordu. Duramazdım; kaldı ki, yeryüzü günahkar yapraklardan geçilmiyordu. Onların arasına karışıp ezilmekten korkuyordum.
Yine bir gün şehrin oluşturduğu telaş labirentlerinden yürürken, yan tarafımda benimle ilerleyen duvarın arkasında yükselen ağacın en üst dalında üç yaprağın birbirine tutunmuş halde olduklarını fark ettim. Tüm koşuşturmacalarıma rağmen, biraz da mesleğimin etkisiyle çevreme bakmayı ihmal etmem. Etrafımdaki ayrıntıları yakalamaya çalışır, önemli bulduklarımı cebimde taşıdığım defterime not ederim. Ara sıra özellikle işin gücün sıkıştırdığı zamanlarda başımı yukarı kaldırıp ruhumla göğe asılırım. Bu beni çok rahatlatır. Adeta kemiklerim çıtırdar. Kar yağsa bile ki, kimi vakitler, eğer evdeysem, bulunduğum odada tüm perdeleri açar karın yağışını izler, kaynağına ulaşmak isteyerek gök yüzünü delercesine yukarılara bakar bakarım. Bazen de takılıp bir kar tanesine inerim aşağılara. Sonra tekrar başımı göğe kaldırırım. Ne hoş olur. Sadece ben ve kar, kar ve ben; kâr kelimeler yaprak yaprak... Kelamdaki üç harf, kalemdeki üç nokta, üç yaprak...
Yapraklar öyle yeşildiler ki... Hızla olduğum yerde dönerek çevredeki diğer ağaçlara baktım. Gördüğüm bütün dallar gömlek değiştirmiş ve soğuğun etkisiyle aşağıya inerken kaskatı kesilmiş boz yılanlar gibiydiler. Hiç birinde kuru yaprak dahi kalmamıştı. Tekrar gözlerimi yemyeşil salınan o üç ahenge diktim; rüzgar ve soğuk varlıklarına tolerans göstermişcesine kendilerinden emin, korkusuz sağa sola bazen de daireler çizerek, uyum içinde kısa aralıklarla hızlı hızlı hareket ediyorlardı. Titremek gibi değildi; rüzgarla dans ediyorlardı sanki...
İlk sonbaharımızdı buradaki. Bu tarafa yeni taşınmıştık. Tayinim İstanbul’a çıkınca kiradan kurtulmak için konutların ucuz olduğu Sultanbeyli’den beş kardeş birleşip, bankadan aldığımız krediyle daire aldık. Aynı şehrin farklı semtinde doğup, başka semtinde yuvamızı ancak kurabilmiştik.
Eylülle birlikte yerleştiğimiz evimiz okuluma fazla uzak değildi. Üzerinde dikildiğim bu yapraklı kaldırımdan gidiyordum Mevlana Lisesi’ne.

Tamamını Oku
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü 12.04.2006 - 23:24

    okumanın güzelliğini gördüren yazı.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta