ÜÇ REPLİKLE DANS
/Mart pikesi döne döne savrulan yitik kürede
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Şiiri bölmeye kıyamadım. Çok özenli, farklı, emekli, imge yağmurlu. iki defa okudum ama yeniden okumalıyım bu şiiri, tam kavramam için...
Hissetmemek, duyuların olmaması demek...
Sevgi ve saygımla
Hayatın değişik yönlerinden hareketlenen duygular mısraları o kadar güzel süslüyorlar ki, insan okurken dalıp gidiyor. Sizi kutlarım.
Şiiri okurken esrik bir hal aldım.Donakaldım.Kaliteli bir dilegeliş.Olabildiğince duygulu ve güçlü.Sarıp sarmalıyor ruhu.Gıdaydı ruhuma.Şair uslubuna teşekkürler.
duyguların imgelerle buluşması ve yoğruluşu çok güzeldi,beğeniyle okudum,kalemine,yüreğine sağlık,tam puanımla kutlarım,tebrikler
Hanımefendi
ŞAHANE! Fazla söz fazla gelir. Tam puanlar gönülden.
kıpırdama... konuşma… öylece...
o kulaklarımıza dolan melodi dans ettiğimizi sansın
biz kımıldamadan duralım sadece hissederek…
usulca dudaklarım dudaklarına değsin
temasında sevgimin sıcaklığı
ve duam
sana,
bugüne, yaşadığım en mutlu zamanlarıma minnet
Sağlık, huzur ve mutluluk hayatınızın ayrılmaz birer parçası olsun.
Saygılar...
Âlimoğlu
tebrikler bir eser okudum kalemine yüregine saglık saygıalrımla yıldırım şimşke
ÜÇ REPLİKLE DANS
/Mart pikesi döne döne savrulan yitik kürede
Yoksa martı mıydı?
Sağır makamlarda pes çığlık her bir es
Güya duyulmaz zamanın tumturaklı aryası
Söyle bana cânâ, bu ağdalı avuntuda kimdi gayda/
Ay, harita tepelerini keşfedilmemiş yanına sakladı en çapkın göz kırpmalarla
Yönsüz bir alemde esiyordu rüzgar ve adsızdı haliyle, neredeyim diye şaşırma
Şaşkın ve ürkek konukların karmaşası değildi kalkan toz bulutu yerli yerinden
Gözü pek bir yiğit susturdu uğultulu kalabalığı tek hareketle, soyunmadan şef zarifliğinden
Gökyüzü mora döndü salkımlarını verdi geceye okyanus sus kesildi pus ortasında
Dinlemeye koyuldular sıklığı düşük perdeden gelen sesin ağlayışını yürekte
Dokunamadan kan revan arenaya, hep bir ağızdan başladı arya
…/Mart ya da martı çığlığı ne fark ederdi ki duymak istemedikten sonra…
/Ayağı kırık tahta masada kazılı birkaç söz süzülen gözden
Yoksa taht mıydı?
Kekeme kelimelerin yokuşunda pranga bekleyen ses
Güya söylenmez dünün bugüne revası
Söyle bana cânâ, bu sürgün sevdada kimdi payda/
Yokuşlarını gizledi yollar ışık oyunlarıyla ilk başlarda gün batımı kandırmacısıyla
Varak boyalarla renkler silindi boydan boya prangalandı gökyüzünün gerdanlığı
Ama korkudan değildi, namus belasından dillerin susmak bilmez zifiri karanlığı
Bir nefesi paylaşmak için tek cevza parlıyordu kıvılcımıyla feryadın sesine şimdi
Sürüngenler, aldılar orkestranın enstrümanlarını her biri birbirinden afili
Güftenin sırları açık-saçık, iktidarın iktidarsız şehvetiyle nasıl yorgun ve asude
Koklayamadan gözyaşını, bestelendi tortular rengidil makamında
…/ Taht ya da tahta prangası ne fark ederdi ki söylemek istemedikten sonra…
/Ayn ile sır soluğu kesik gecenin gölge perdelerinde
Yoksa ayna mıydı?
Âmâ manzaraların buğu kazanında istim gücü günahlar
Güya görülmez faydanın tutkulu dorası
Söyle bana cânâ, bu katran yalanda kimdi ayda/
Sırasız sıralanmıştı şimdi bütün rakamlar çizginin altına ayda koyunda
İşaretler olmaksızın nasıl çıkarlardı işin içinden hesapçılar düşse de başına
Günahların kokusu bir bir sızmaya başlayınca saklandıkları koyaklardan
Gür sesi duyuldu bulutların hızla gelen mutedil dalgaların yolundan
En tepeden başladı sağanak bulanık görüntüden kaçarlarken yaprak altına
Yiğide vurgun bir çift buğulu göz ıslak sarhoşluğunda uzattı elini ak pak
Hissedip kalbin atışını sevdayla aynı anda başladılar bu son dansa
…/ Ayn ya da ayna buğusu ne fark ederdi ki görmek istemedikten sonra…
./.
hala hiç bırakmamacasına sarılıyorum kürenin orta yerinde
hafifçe sallanarak sanki duyulmayan bir melodinin ritmine uyar gibi
başım omzunda hiç bırakmadan öylece sarılıyorum sıkıca…
şimdi sen de kaldırıp başını bakma bana, gözlerime de...
sadece başım öyle kalsın omzunda
kıpırdama... konuşma… öylece...
o kulaklarımıza dolan melodi dans ettiğimizi sansın
biz kımıldamadan duralım sadece hissederek…
usulca dudaklarım dudaklarına değsin
temasında sevgimin sıcaklığı
ve duam
sana,
bugüne, yaşadığım en mutlu zamanlarıma minnet
RENGİN ALACAATLI
****
Rengin'im nasıl bir emek nasıl bir kurgulama..muhteşem ..
önce güçlü kalemini kutluyorum canım .
Sana yorum yazmaya gelince dedim ya böyle sözler varken yorumu da buna yakışmalı nasıl desem anladım hemde her birkelimesini ama senin şiir dilinle şiirce yorum yazamak sanırım her babayiğidin harcı değil ..
ama şiirini anladım harflerin kelimeye döküldüğü her bir inciyi cümleyi anladım ..birkez daha okudum ..
yeninden geleceğim ..
Şimdilik sadece yüreğini emeğini ve şiirini kutluyorum .
Resim de çok yakışmış..Müziği dinleyemiyorum sebebini bilmiyorumsanırım benim bilgisayrımla ilgili yani düzenleme yapmam lazım..
Ama bu şiiri okumak için yarın sabah bir kez daha gelmek istiyorum .. belki yüreğimdekilerle buluşturur kendimce yazarım ..yüreğime yansıyan çok bölüm var çünkü . ..
Sevgilerimle :).
hala hiç bırakmamacasına sarılıyorum kürenin orta yerinde
hafifçe sallanarak sanki duyulmayan bir melodinin ritmine uyar gibi
başım omzunda hiç bırakmadan öylece sarılıyorum sıkıca…
şimdi sen de kaldırıp başını bakma bana, gözlerime de...
sadece başım öyle kalsın omzunda
kıpırdama... konuşma… öylece...
o kulaklarımıza dolan melodi dans ettiğimizi sansın
biz kımıldamadan duralım sadece hissederek…
usulca dudaklarım dudaklarına değsin
temasında sevgimin sıcaklığı
ve duam
sana,
bugüne, yaşadığım en mutlu zamanlarıma minnet
kelimeleri tükettim. hissettirdikleriniz muhteşemdi kutluyorum.saygılarımla
Gecenin bir yarısında okuduğum şiir bana ve geceye çok iyi geldi, paylaşımınız için teşekkürler...
Sessizliğin çığlığı olan harika dizelerdi değerli şaire hanım.Sizi ve kaleminizi kutluyorum.
selamlarımla
Bu şiir ile ilgili 75 tane yorum bulunmakta