doğdun yaşıyorsun öleceksin.
güzelliğini bir kalkan gibi kullandın,
arkasına saklanıyorsun paranın.
üç kuruşa kibir,
kara bir kalbe esir,
yaşadığını sanıyorsun.
bir başını kaldırsan,kırsan o sert kabuğunu,
etrafındaki güzelliklerin farkına varsan,
atsan kendini tabiat ananın kucağına,
çiçeklerin dünyasıyla tanışsan.
ilahi bir güçle nasıl ekildiklerini,
naıl yeşerdiklerini, nasıl açtıklarını,
rengareng,her biri bilmem kaç kuruş
verip getirttiğin ithal parfümleri
gölgede bırakarak,etrfına nasıl
kokular saçtığını görecekin. parasız pulsuz.
arıların çiçeklere olan sevdasını,
karıncaların nasıl seviştiğini,
bülbülleri şakıtan büğünün sırrını,
güllerin nazlı nazlı sallanarak,
nasıl göz kırptığını.
kelebeklerin bir günlük ömeünün
tadını nasılda çıkardıklarını,
etreflarında nasılda dostluklar
oluşturduklarını göreceksin.
dağların en zirvesinden eriyen,
kar sularının karıştığı derenin
kıvrılarak akışını,
etrafında türlü motiflerle bezenmiş
kilim nakışı gibi,uçsuz bucaksız yeşilliklerin
hazzını duyacaksın,bütün benliğinde.
yalın ayak yürümeği denesen, o atmosferde,
derenin şelaleyle buluştuğunu,
suyun özgürce nasıl aktığını,
döküldüğü yerde oluşan doğal havuzun,
davetini duyacaksın, icabet etsen o davete,
seni ağırlamak için nasılda çırpındıklarını
göreceksin kabarcıkların.
bu ilahi güçler karşısında,nasıl aciz kaldığının,
o emsalsiz zenginliğin ortsında nasıl mutlu
olduğunun farkına varacakın.
kibiri bir tarafa bırakarak,
tavazuya sıkı sıkı sarıldığın zaman irkileceksin,
çünkü insan olduğunu hatırlayacaksın.
Kayıt Tarihi : 1.9.2014 21:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
onur parayla alınmaz ancak satılır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!