Söyleyecek cok ta sözü kalmamisti,
gölgesini bulutlara veren adamin.
Hani hayatta bazi seyler iska gecilir ya!
Neyi iska gecmisti bilmiyordu.
Sonra gizemini begonyalar arasinda yitiren kadina
derin derin bakti,
anlasilmayi ummuyordu.
Ayni anda kaybolmus minik güvercin,
oralarda bir yere kondu.
Gölgesini bulutlara veren adam
ve gizemini begonyalar arasinda yitiren kadin,
saatlerce böyle konusmadan kalabilirlerdi:
' Havada agir bir ayrilik kokusu vardi'
Kaybolmus minik güvercin
bir bilinmeze dogru havalandi:
' Havada agir bir göc kokusu vardi.'
Gölgesini bulutlara veren adam,
istemese de kalkmak icin bir hamle yapti:
' Havada agir bir yalnizlik kokusu vardi.'
Hic itiraz etmedi,
Gizemini begonyalar arasinda yitiren kadin.
Hem artik neyi degistirebilirdi ki?
herhes tasimadi mi
bu yalnizlik kokusunu?
Gözleriyle son kez vedalastilar.
Kaybolmus minik güvercin,
bilinmezde yine kayboldu.
Artík kaybolmalarin ustasi olmustu.
gölgesini bulutlara veren adam,
derin bir of cekti ve yönünü beliledi,
agir adimlarla yoluna devam etti:
' Havada agir bir yolculuk kokusu vardi.'
Ne bulutlara, ne suya, ne topraga
ne de izlerini tasiyan kadina
verecek birseyi kalmamisti artik.
Kaybolmalarin ustasi
minik güvercin yorgun düstü.
Gizemini begonyalar arasida yitiren kadinin
gözlerinden iki damla yas süzüldü.
Ayni anda kizil kara günes batmaya yüz tuttu:
' Havada agir bir yoksunluk kokusu vardi.'
26.04.2007 Wieblingen
Hülya AriKayıt Tarihi : 24.3.2009 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!