Ü Ç K A S A Ü Z Ü M
— halkın kurtuluşu için! —
işte bu: hayat! âh! âb-ı hayat: içmeden çarpıldık!
çarpa çarpa bütün yüzlere: savrulduk: rastgele!
savruldukça çarptık.çarptıkça tam çağanoz olduk
abanoz ağaçları duldasında: hayatın avadanlığı yok!
—“tabîatıynan, duâsıynan! ”*—
üç kilo yüz lira diye çığırdığım zamanlar: sokak sokak!
dağıldık: içimize! içimiz dışımız tamamen zerzevat!
bir römork üstünde: tüm zerzevattan daha zerzevattık biz!
piyangotepe’de “halkın kurtuluşu” için üç kasa üzüm indirdik!
sırf halk kurtulsun diye! biz canımızı kurtardık ucu ucuna
silahlı ağbilerden: sulh istedik! “eğer halk kurtulacaksa
romörku burda bırakalım” dediğim için: yaşın tutmuyor senin
dedi üç genç! ** hiç unutmam: üçü de benden üç aşağı beş yukarı
ben onüç yaşındayım: yıl, yetmişdokuz! dokuz canlıyız o zaman!
aslında bizim hiç canımız yok! zabıtalara bile ağbi diyoruz! âh!
terazimizi almasınlar diye! zerzevat satacağız ya: “zabıta ağbi! ”
“ağbi”likten iğrendiğim kadar hiçbir şeyden iğrenmedim hayatta
ağbisizlikten belki! “ağbi” olmaya çalıştım hemen herkese: kol kanat!
gerdikçe hep gergin ve geçimsiz biri olup çıktım işte! kendime bile!
—n’olur benim hiç ağbim olmasın lütfen! —
ben varsam varım! yoksam: kime ne! kim ne ki! hayatın avadanlığı yok!
bunca müştemilat niçin! sonra sonra aydım.ayıktım.âh! aymaz olaydım
zerzevatın bile husûmeti üstüme kaldı.hele o üç kasa koruk: ruhumdaki küf!
çoğaldıkça çoğaldı: şimdi ruhumda koskocaman bir çürük: oldukça kesif!
şıralandı içime: içim dışım kükürt! kime dokunsam: hep bağbozumu!
hasandede, ayvatlı, sulakyurt! hiç su serpmedi benim şu şebit*** yüzüme
kırağ çöktü! don vurdu! zemheriden önce: her gece hep aynı temâşâ!
üç kilo yüz lira diye bağırarak çok uyandım.kâbûslarımdan: küflendim!
çürüdüm, şıralandım: şuarâsız ve şürekâsız! çoğaldım: kendi kendime!
şirk koştum kendimi: şiir yazarak: şair mi oldum! hıh! asla! olamam da!
ben sadece ruhumun çürüyen yerlerine çarık olmaya çalışıyorum: bilirsin!
ruhun aczini hiçbir ecza hafifletmez! hele şiir: çoğaltıkça çoğaltır!
işte bu: hayat! âh! âb-ı hayat: içmeden çarpar! içtikçe degüstatör! ..
11.tostos! 2003/çatal çam serinliği
Osman OLMUŞ
* —yirmi küsur yıldır görmediğim çocukluk arkadaşım selahattin çakırgöz’ün
bir osman olmuş uyarlaması: “tabîatıyla, doğasıyla! ”
** —umarım üçü de yaşıyordur!
***—yufkadan ince: bayatladığında su serpilerek yumuşutılan göçebe türkmenlerin bir tür ekmeği.
Kayıt Tarihi : 2.1.2014 20:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!