ÜÇ KAFADAR(LAR KOMEDYASI) VE ÜST ODADA B ...

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

ÜÇ KAFADAR(LAR KOMEDYASI) VE ÜST ODADA BİR BEKLEYİŞ GECESİ Perde I. (Oyun dnm)

Pearce: Ccilia bilir

Gattuso: Bir şaplak, bir şaplağa kaç eder? ..
Pearce: Bilmem ama bu şaplakların sonunu sessizliğe mühür neticeler, oh müjdeler dolusu...
Gattuso: Askerler erken gelirse, yemin billah seni haklı çıkaracağım, o zaman görürsün.
Bir kez vaktinde gelseler bari! Koridorda sıkışıp kalmış olmalılar, bereket...
Pearce, Stu: evet, şu çağda mum kullanılıyor. normaldir.
Gattuso: Düşmanlar kale duvarlarında asılı. Bir Truva daha sanmasınlar! Umarım zamanında yetişirler.
Pearce: Gattus, lafların çelişkiler içermeye başladı; az sakinleş, dostum otur.
Gattuso: Pekala! ...
Bana bir şişe şarap, şarap getir.
Pearce: Mahzen karanlıktır şimdi!
Gattuso: Pietri nerde kaldı.
o anda malikanenin kahyası içeri girer. kapıyı vurmamıştır.
Pietri: İşte getirdim. Al.
Gattuso: Ona Pietrii! ! Oma, oma! ! ...
Pietri, Kambur kahya: Olsun, yukarı bakamıyorum. Ancak fasılalarla gözümü iliştirebiliyorum...
Gattuso'nun suratına şiddetli bir tokat patlatmıştır.
Gattuso: Bu ne içindii şimdi? ?
Pietri: Şampanya istesen onu patlatırdık ve kapıyı da vurmayı unutmuşum: 'Bu bir' bileşnenin ödünçü...
Gattuso: Neler diyorsun sen! Defol gene aşağı. Şişemi ver bana önce! Haydi, haydi! ...
Pearce: Susun budalalar, susun! ! şş
Yaklaşıyorlar. Hissediyorum..
Gattuso: Ne yapıyorlar? ?
Pearce: Dedim ya kale duvarını tırmalıyorlar. Ama(n) tırmanıyorlar.. da
Gattuso: Eee? Shelley bekleyiş psikozuna mı sokmaya uğraşıyorsun. Savunma yapsak daha iyi olur biliyorsun?
Pearce: İtalian savunması mı?
Ne koyacaksın kapının önüne?
Gattuso: Sersem! kapı değil, kapı. Pencereye doğru tırmanıyorlar. Kapasana pencereyi! !
Şaaak!
Kambur kahya Pietri: Nee yaptım?
Pearce: Salak, sen hala burda mısın? Laf ettin.
Kambur kahya: Ben değil, ben! .. Gattuso dedii!
Soru sormasana! Görüyorsun, hala...
Bu sefer de Gattuso'yu kahya tokatlar.
Gattuso: Amanın beyler, beyler! Attırmayın olayın tozunu, ha! Paylaşırız elbet iseniz ister -eh isterik- kozumuzu, ama bir şey var budalalarız herhalde:
Ah, böyle bit yeniğinden iyice ki senden iyi olmasın ama bre ne kezzap der ki der doldurmaz incir çekirdeği, hah! !
Pearce: (Gerekli gereksiz şuursuz heyecan yapıyorsunuz; en de berbatı, laf denilenler çekiyor ağız gargarasını.
Ne saçma bir durum. Saçma bir durum içinde saçma durumlar hem)
Yeterr! ! Sakinleşelim biraz. Bu bekleyiş, çürük meyvAnın kendisinden de çürük bir yumurta, leş gibi kokan.
Ama gene zaman geçiyor. Düşman elimizde, gelin kendinize! Düşman ensemizde: Gelin kendinize! Yumurta mı tavuktan yoksa tavuk mu? ?
Kahya Pietri: Heyecan bu mu?
Kendini tokatlar. (Geldiği gibi mahzene,ama seğirterek, geri döner) (1. perde)
Gattuso güler.
Gattus: Yerinde bir elzem :)
:)
komik bir hikaye

PERDE II.

Cecilia: Şöyle bir tavuk ki vakur, olabilsem; gelen geçene 'abbesi yanık! kubbesi patik! ..' pekala diyebilirdim...
Tungus: Hadi bakalım tırman, tırman! Boş gevezelik yeter. Sonra sorulası sana, bu an! Kaç kereler oldu boşanılası? ?
Cecilia: Hayır, bir kere oldu..
Tungus: Eee?
Cecilia:..Daaa
Aah, ahh...
Tungus: Hadii...
'Tırman! ' diye boşuna demedik, hayalci! ! Kaşıkla boşuna kazmadık bu yeraltı tünelini!
Bak bizi taş duvarlardan mermer desenli pencere pervazı...
Selvi bir ölüm, çıkmayacağız ordan, yeraltından, kapaktan, varacağız odaya, hehe...
Bir süre itiş kakış uğraşıdan sonra:
Cecilia: Ben yoruldum. Yemek yemek istiyorum.
Tungus: Karnı acıkmak, sonra yiyeceği yemeği çıkınına dilemek, doldurmak! Neler getirdin bakalım yanında, küçük hanım?
Cecilia: Neler de neler. Ama mide az durmak ister. Yoruldum, yoruldum! ...
Tungus: Bak, Pearce kötü biri, ben iyiyim. Hadi mola verip biraz yemek dellenelim.
Cecilia: İğneli sözlerinden artık bıktım...
Üstelik ışık da yok. Nasıl göreceğiz yutacağımız lokmayı; bakteriyi, kavradığımız elimizde?
Tungus: Eeee! .. sen dert etme.. Ye artık. Hadi, yola çıkacağız...
Cecilia: Beni ona karşı kullanacaksın, değil mi? Yoksa onu yenemeyeceğini biliyorsun...
Tungus: Neee? ?
Saçmalamayı kes de...
bak biz öncüyüz. arkadan, askerlerin de eli kulağında...
Cecilia: Esas sen saçmalama!
Öncü sensin. Ben asker bile değilim (asker değilim, ama böyle asker değilim! ..)
Beni piyon gibi kullanıyorsun.
O kaleyi ele geçirince, ne geçecek kirli ellerine? Kir, kir, kir! ! ! ... Sorunun cevabı, yanıtın sorgusu...
Haır, sen benim sadece eski kocamsın

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 25.6.2006 08:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça