İyon günlüklerinden birinin
Çukur aynasından
Çalınmış bir grafittiydi
Kırlangıç fırtınaları
Kırdı kanatlarını
Balya gibi düşüp
İlişti çalı dibine
İmge
Sadece
İri kıyım bir şizofren gördü
Arka bahçede
Sepserin bir havada
Eli kasıklarında sancı çekerken onu
Ağarmaya yakınken gün
Birkaç adım daha atsaydı
Ve uzatsaydı kollarını biraz öteye eğer
Tutup pekala
Sarıp sarmalayabilecekti
Sevgilisini elinden aldığından
İstemedi belki de bunu.
Günü
İntikam için
Öfkeyle mayaladı
Sonra
Kaçıp gitti sahne arkasına doğru
Sütü bozuk Ay
Nur topu gibi
Prematüre doğdu şiir
Olacağı buydu işte.
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 3.7.2011 18:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ve yine, kendimce bir yüz ve görünüm biçtiğim Thales’i elinde bir değnekle Piramitlerin boyunu gölgelerinin izdüşümünden hesaplamaya çalışırken görüyordum. Ama tedirgindi, onun tedirginliği hesabı tutturamayacağından değil; geleceğin çok daha fazla gölgelenip kararacağındandı…
Öyle ya:
Güzellikler yıllar öncesi tarihten günümüz duvarlarına eski narinliği ile yansımıyordu. İyon sütunları tam orta yerden bükülmüş, artık sütun olmaktan çıkmış; umut, ışığından utanan bir ayın sahneye çıkmasına kalmıştı…
Felsefesi, kurgusu ve diliyle mükemmel bir şiiri anlamaya çalışmak için gölgesinden bile kuşkulanan “İri kıyım bir şizofren” olmak gerek belki de… Şiir prematüre değil doyurucu ve yaratıcı. Sizi yürekten kutluyorum Saygıdeğer Hocam.
Gönüller dolusu selamlarımla.
Osman Aktaş
(ve süslemeyi sever $air)
İlk defa gördüğün bir bir ören yerini gezer gibi;
bir öncekinin şaşkınlığını üzerimden atamadan, ikinci bölüm yeni şaşkınlıklara götürüyor ve bir sonra ne göreceğine dair bahse girsen kesin kayıptasın hani...
Ama asla pişman olmazssın kaybından... Mutluluk veriri kaybın..
Saygılarımla ustadım. Eline emeğine yüreğine sağlık... Dostlukla...
TÜM YORUMLAR (57)