Kadının çığlıkları odayı esir almışken
Bir ağlama sesi kurtardı hepsini
Beklenen gelmişti
Başta açamadı gözlerini
Her taraf aydınlık
Alıştıkça etrafına
Alıcı gözlerle aradı taradı
Ruhu üfenirken bedenine
Üç isim yazılmıştı kaderine
Bulmak için inmesi gerekiyordu
Hayat kuyusunun en derinine.
Emeklemeye başladı
Her tarafları aradı taradı
Çok ama çok yavaştı.
Ayağa kalkmaya başlayınca
Altında gezindigi masanın
Üstünede baktı
Aradı taradı bulamadı.
Zaman önce devirip
Sonra evirince
Öyle kaldı sokaklarda delice
Gece lambalarının altında
Üç isimi aradı her gece.
Dolanırken bir cami avlusunda
Hep aynı soru aklında
Bir kitap gördü en mukaddes evde
En üst rafta
Gözleri kamaştı onu görünce
Tüm, tüm kitaplardan yüce
Açtı o güzel sayfaları birer birer
Gözlerini dikti gök kubbeye
Yalvardı kim bu üç isim diye
Sayfalara çevirince gözlerini
YAKUP'u gördü
Ve o an hayata, hayata döndü
Bir kapı açıldı ruhunda
Yakup diye
Daldı içeriye Yakup Yakup diye
Sonra ne görsün
Yakup'un hali nice
Derdine ağlar olmuş
Fırat ile Dicle
Meğer kalbini sökmüşler yerinden
Adı düşmez olmuş dilinden
Yaş dinmez,
Işık girmez olmuş gözünden
Kurumuş Fırat ile Dicle.
.
Yolcu dile geldi
.
"Yakup'um sende bir ben var
Ruhumda adı gizli
Gözlerin görmez ama
Kalbin görür
Söylemez isen eğer
Bu sır bende ölür.
Derin bir iç çekti Yakub
Sen ey divane
-Kuyulardan gelen sesi duymaz mısın?
Baba, baba diye
-Rüzgarlar ile giden sesi duymaz mısın?
YUSUF , Yusuf diye.
"Yakup'um şimdi ikimizde
Aynı adı anar ve aynı derde yanarız.
Ve ayrılmadan önce Yakup
Yusuf muydu sana çektiren
bunca feryadı, ahı?"
-" Hayır, hayır evlat
O bana Rabbimin tecelligahı."
Yolcu çöldeki kuyularda
Ararken Yusuf'u
Her kuyuda bir yaşını düşürdü
Ve son kuyunun dibindeki suda
Saçındaki aklarla
Alnindakı kırışıklıkları dans ettirdi
Ve ayakları kovalarken birbirini
Yelkovan da akrebi
"Ne olur göster bana Yusuf'u
Yarabbi.."
Bir ses yankılandı
İlerdeki kuyuda
"-Baba, baba!"
Buldu Yusuf'unu Yakup olamasada.
"Ya Rab, Ya Rab
Bu ne güzellik
Bir bakışta unutturur Yakup'a
feryadı , ahı
Sanki Rabbimin tecelligahı.
Yusuf'um
Yıldızların gökten üzerine atladığı
Yusuf'um sende bir ben var
Benden öte
Kalmadı inan dermanım
Bir adım daha öteye
Sizleri aramakla geçen ömrüm
Artık son kuyuda
Ruhumu atma sakın kuyuya!
Bir soğuk su misali,
Onun adını deyiver gitsin
Bu uzun arayış artık bitsin.
Kimdir Yusuf
sende saklı olan ben
Yüreğinde yanan isimle
Yak yüreğimi
Deyiver adını
Deyiver bitsin..."
.
.
.
Meraklı gözlerle başlayan hikaye
Yolcunun son nefesleriyle bitmekte
Yolcunun yorgun bedeni
Daha fazla taşıyamadı
Üçüncü ismin merakını
Serildi yere
Ayın parlaklığı sanki
Yusuf'un arkasindaki gölge
Yolcu son nefesini çekti
Uzun ,uzun çekti
Yusuf'un dilinde üç hece
..-...-..
Yolcu düştü yenik ruhlar kuyusuna
Kavuşamadı sonun sonuna
Yusuf vardı gitti yoluna
Geriye yetim üç hece kaldı
Yolcunun kalbinde yara
Yusuf vardı gitti yola
Kavuşacaktı yolun sonunda
Adı üç heceli yâra...
Kayıt Tarihi : 1.9.2017 20:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ramazan Tekdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/09/01/uc-isim.jpg)
Kavuşamadı sonun sonuna
Yusuf vardı gitti yoluna
Geriye yetim üç hece kaldı
Yolcunun kalbinde yara
Yusuf vardı gitti yola
Kavuşacaktı yolun sonunda
Adı üç heceli yara...tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)