Üç ihtiyar oturmuş bir çeşmenin başında
Selam verdim oturdum kulak verdim sohbete
İkisi hayli geçkin biri normal yaşında
Doğrusu doyulmuyor böylesi muhabbete
İçlerinden birisi ’yahu bu ne iş dedi’
Ellisinde her türden derde griftar oldum
En fazla yetmiş derken yaş oldu seksen yedi
Hep çalıştım didindim yeni emektar oldum
Genç kalmanın sırrını anlattı en dinç olan
Dünyevi hırslar ile kendini sınamamış
Sâdık dostları varmış, dedi; ’gerisi yalan’
Hem okumuş hem yazmış bu yüzden bunamamış
Üçüncü ihtiyarın bayıldım sözlerine
Elli yaşına kadar yaşlılarla konuşmuş
Tecrübeler edinmiş bakınca izlerine
Her attığı adımda hep onlara danışmış
Ellisinden sonrası gençlerle dostluk kurmuş
Bakmış ki ihtiyarlar türlü hastalık söyler
’Yeter bu kadar’ deyip; hemen rotayı kırmış
Gönlü yaşlanmayanlar ihtiyarlığı neyler
İzin isteyip kalktım üç çınarın yanından
Anladım ki en güzel gençlik ihtiyarlıkmış
Nice dersler alınır ömrün her bir anından
Onlar ile dost olmak büyük bahtiyarlıkmış
Şair ağam ne dersin elde mi kocamamak
Ne güzel yer içerdin hayır kalmadı dişte
Heder ettin yılları mümkün mü acımamak
Yokuş bitti, düz bitti, şimdi sıra inişte..
Kayıt Tarihi : 24.11.2014 13:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Fakat can kurban böyle bilge ihtiyarlığa.Kulağa küpe yapılası öykülerdi.Kutluyorum kıssadan hisse kapmamızı sağlayan değerli şairimizi. Nicelerine Mehmet bey... Saygımla efendim...
bu şiirin yazarını kutlamamak
şiirden anlamamakla eşdeğer bence.
Tebrikler Mehmet bey kardeşim
güzel sohbetler...
TÜM YORUMLAR (2)