Üç Çivi Şiiri - İbrahim Akbaş

Fabrikanın temizliğini yapan küçük işçilerden biri
Ayrı ayrı yerlere düşmüş üç çiviyi
Henüz paketlenmemiş bir kutuya koydu
İstese çöpe atabilirdi ama israfı sevmiyordu

Ertesi gün uzak kasabadan gelen bir nalbur
İçine üç çivi sonradan dâhil olan
Çivi kutusunu sırtlandı şehirdeki toptancıdan

Kutu sallandı düştü yuvalandı haliyle
Üç çivi de ayrıldı birbirinden
Günler aylar yıllar farkıyla
Satıldılar farklı müşterilere

Kasabaya yeni taşınan bir aile aldı çivilerden ilkini
Saati asmak için duvara çaktılar
Belli ki onlar da zaman belli olsun istiyorlardı anbean
Oysa saate çok az baktılar çivi çok
Yoruldu bu işten

Çivilerden diğeri beşik yapmak için
Genç bir babanın satın aldıklarının arasında
Gitti onlarca bebenin büyümesine yardım etti
Çivi bir sürü ninni öğrendi

Üçüncü çivi marangoza satılanlardan oldu
Son mekânı Allah’ı az anan bir köyün tabutuydu
Ona sorarsanız insanlar çivilerden çok günah işleyip
Çekiçlerden az af diliyordu
Çivi oldu meczup