İbo:
Kutsal bir gökyüzünün ışığı kadar derin ve aydınlıktı. Haylaz, afacan, yürekli ve korkusuzdu. Annesinin dışarı çıkmasına izin verecek kadar cesur, aynı zamanda başıboş. Korkusuzdu ama o andan sonra korktuğunu anımsadım. Küçücük yüreğinde, küçücük ömründe gözlerinin kataraktında ameliyat edilmişti sağ gözünden. Ve sargılı sağ gözünün acısıyla tekmeledi her yanı; bağırdı, çağırdı. Annesi “-baban gelecek şimdi, sana mama alacak” demekle yatıştırdı onu. Kanmadı. Diğer gözünü de açamadı korkudan. Onca ısrara rağmen açmadı. Korktu diğer gözü de ameliyat olur diye. Ağrısıyla yaramazlığını birleştirdi. Odayı yerle bir etti. Küçücüktü. Hep ağladı. Acıyordu sağ gözü. Ameliyat edilmişti. Babası gelince unuttu acılarını; iki top kek bir meyve suyuna ağrılarını feda etti…
Masal:
Suskun serçelerin, nehirlerde içtiği su ne kadar tatlıysa Masal’ın annesinden emdiği sütte öyle tatlıydı. Konuşacak şekilde büyümemişti, henüz küçücüktü. Annesinden başka kimseyi tanımıyordu bile. Hiç kimse önemli de değildi annesinden başka. Katarakt ameliyatı olmuştu o da, sargılıydı sağ gözü. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Onun bu küçük haline rağmen, bunca acılar niye yaşatılıyordu ki? Boş ifadelerle etrafı süzüyordu sol gözüyle; duvara, pencereye bakıyordu. İsmi ne de güzeldi öyle, ama bahtı değil. Anne ve babasının Kürtçe sözcükleriyle bir an önce büyümeyi bekliyordu…
Esmanur:
Onu anlatmak için çok düşündüm. Kafamdakileri karşılayacak sözcükleri aradım durdum. Her iki gözünden de ameliyat olacaktı. İki yaşındaydı ve iki yaşına bakmaksızın göz tansiyonuna yakalanmıştı. Esmanur, dağların hırçın kızı olacak büyüdüğünde eminim. Herkesin hayranlık duyacağı ama ulaşılması zor bir kız hemde… Gözleri zeytin karası, saçları dağınık, haylaz, yaramaz ama bir o kadarda ürkek. Önce sol gözünden ameliyat oldu. Saatlerce bağırdı, haykırdı, hastaneyi ayağa kaldırdı. Küçücüktü. Derdini, acısını anlatamıyordu. Öylece ağlıyordu çığlık çığlığa. O ağladıkça annesi ağladı, o ağladıkça babası ağladı. Esmanur’un minicik elini avuçlarken, boynunu gıdıklarken, gülüşleriyle katıldı heyecanımın adresine. Ağrıları gittikçe uzak dağlara, daha bir coşkulandı. Oynadı, zıpladı, müzik eşliğinde naralar bile attı. Ön kısmında ki iki dişiyle tavşanlara benziyordu gülüşlerinin ertesinde. Hüzünlü bir türküde kafasını her iki yana ağır ağır sallıyordu. Doğduğundan beri kapı kapı dolaşmış hastaneleri, sayısız iğneler yemişti. Bu yüzden yabancı biri ona dokunduğunda ya da sevmeye kalkıştığında ağlıyordu nedensiz. Anne ve babası köylü, saf ve temiz insanlardı. Esmanur ağladıkça, babasının hıçkıra hıçkıra ağlayışı gözümün önünden gitmiyor hiç. Diğer gözünden de ameliyat olduktan sonra onun acılarını ve ağlayışlarını anımsamak bile öylesine basit kalır ki… Gülüşlerini asla unutmayacağım Esmanur’un ve yakarışlarını da. Şimdi köyünde ne durumdadır o yaralı küçük gözleriyle…
17 Nisan 2010
01.50
Venceremos!
Kayıt Tarihi : 28.5.2010 02:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
17 Nisan 2010 01.50 Erzurum

basarilarinizi devamini diliyorum sayin koçu
Eseri ilgiyle okudum,yüreğinize emeğinize sağlık dost,selam ve sevgilerimle...
Şiir yolunuz açık olsun
Sevgiyle kalın
Kendilerini büyük görenlerin 'bir sürü çift' gözleri ile görmezden geldikleri üç küçük yaşam savaşçısı...
Kimbilir nerede ve ne haldeler şimdi. ya bizler nerede ve ne haldeyiz...
İki top kek ve bir meyve suyuna feda ettiğimiz acı ve sızılarla, küçük mutluluklarla ..
Kutluyorum kalemini sevgili Ulvi Koçu....
(alttan ikinci dizede unutmuycam=unutmayacağım olmalı)
...
TÜM YORUMLAR (4)