Üç çeyrek asır neşe içinde

Üç çeyrek asır



Üç çeyrek asır
neşe iç
inde
Sadece bizimle ilgili,kendimle baş başa olarak,hayatın getirdiği endişelerden uzak,iyi ve güzel taraflarının tadını çıkarabilirsem diyerek,arızalı ayaklarımı koydum taburenin üstüne düşünüyorum:
Eşim kaza sebebi ile girdiği yoğun bakımdan kurtuldu çok şükür artık aramıza karıştı,onun yiyecek ıçecek ilâç ihtiyaçlarını karşılıyorum , insulin iğnesini de yaptıkdan sonra o kadar huzurlu ve sevinçliyim ki. Ben kendime ,bu evin hem ağası hem uşağı derken,meşhur tiyatro oyuncusu prof.kendi eserinde,kendini o evin uşağı göstermiş ve sahnede bizzat uşak rolünde oynamıştı. Onu hatırladım daha mutlu oldum. Bu sevinçli halimde yine eski mutlulukları yeniden yaşamak arzusuyla maziye gittim,çocuklar gibi elele tutuşur koşardık.Iskarpininin topuğu çıkmıştı iki defa biri birisi GALATA Köprüsü üstünde Istsnbulda,birisiAMSTERDAM Vapurunun merdiven basamağında HOLLANDA da. Keklik vurup kızarttıgım bağda üzümler arasında.
Ya üç küçük sevgili yavruyu
Dut ağacına bağlamiş urganla , bu delişmen anne !..
Ben kedimi eve hapsedince ,ay güneş ve yıldızlar gitmiş uzaklara bana ne?televizyonda koş yorul kanaldan kanala,Akıllı telefonu al eline, uç istediğin yere git Hindistana ziyaret et TAÇMAHAL i istersen BOMBAY da babamın INGILIZ esir kampını...
Üç çeyrek asır
neşe içinde
Hapsettim duvarlar içinde beni,
Ay güneş yıldızlar gitti uzaklara
Umursamıyorum o tarihten beri,
Rahatı huzuru koydum kenara.
Bir avuç kıvılcım,ateşti bir zaman,
Onu bana hediye almıştı anam,
Her daim bülbül gibi şakıyan canan,
Şimdi melul mahsun bakıyor bana.
Hangi yürek hangi kalp dayanır buna,
Sevgili beş evlat getirdi dünyaya,
Vara yoğa bakmaz verir fukaraya,
Hayır yapmak büyük bir zevktir ona.
Cesur gözünü budaktan sakınmaz,
Mert,sadık sözünden geri adım atmaz,
Her yere adapte olur yadırgamaz,
Ben de aciz bir kulum,yardım et bana.
M.Çağlayan
+++++
.
.