Üç bacıydık biz, Gülbahar, Nevbahar, Sonbahar,
Ben nisan da doğmuşum, adım Nevbahar,
Ablam mayıs ta doğmuş, adı Gülbahar.
Kız kardeşim eylül de, adı sonbahar;
Evimiz toprak çatılıydı, pembe değildi panjurları,
Sıradan bir Anadolu eviydi,
Şirindi ev halkı mutlu bir aileydi.
Babam sert yapılı otoriterdi.
Babacandı sıcacık yüreği.
Annem annelerin en güzeli,
Sanki bir melekti.
İyilik timsali, tam bir hayırseverdi.
Herkesi kendi bilir, aşırı saf yürekliydi.
Saf yüreğiyle haksızlığa uğrar, hüngür, hüngür ağlardı.
Okumak istiyorduk üçümüzde;
Benim idealim öğretmenlik,
Ablamın ki hakimlik, Sonbahar’ın ki mimarlıktı.
Ben okuyamadım liseden sonra,
Biraz haylazlık, biraz şanssızlık,
Babamda çok isterdi okumamızı,
Etmeyelim haksızlık.
Ama bütçesi kaldıramadı garibimin,
Bir yandan yoksulluk, biryandan fakirlik,
Ablam okudu zar, zor,
Bitirdiği fakülte hukuk,
Lâkin onunda bahtına çıkan avukatlık,
Ya Sonbahar;
Onun ki tam bir şanssızlık,
İlk yıl oldu tercih kurbanı,
Sonra oldu aşkının kurbanı.
Bir vefasıza abayı yaktı,
Evlendi yelkenlerin yele verdi,
İlk limana demir attı,
“Ya hani mimar olacaktı”,
Artık ideali mutfaktı.
Süleyman Bektaş (Çağdaşi)
Süleyman BektaşKayıt Tarihi : 29.9.2013 10:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeniyle okudun
TÜM YORUMLAR (3)