Ah babaannem kocakarısı! Hep derdi ki; ‘Oğlum şöyle şeyler yazma. Bu üç harfliler adını duyduğu her yere gelir. Abdestsizsen iki yanına, abdestliysen sol yanına çöker bekler. Başına sıkıntı alırsın.’ Bende hep amaaan boş ver zaten senelerdir hep solumuza çöküyolar, biz alıştık artık diye düşünerek devam edeyazdım yazmaya ama! Korkmuyoda diilim efendim. Size hikâyeyi anlatmaya başladığımdan beri acaip acaip, flu flu, şeyler görmeye başladım evin içinde. Kendi kendine yanan ocaklar, ışıklar, akan sular… Bunlar yanmasda akmasada gelen faturlar... Nere baksan onları görür oldum. Sanki memlekette her kurum anamı soruyor, hiç bir kurum babamı sormuyormuş gibi. Aynı babaannem kocakarısının uyardığı gibi… Kocamanşehir belediyesi bile sanki cin gibi görünmeye başladı bana. Aylık abonman diyolar, İki yüz kerelik diyolar. İki yüz kereden fazla kerkersen üstüne bin yedi yüz eeelli diyolar. Ama iki yüz kereden az kerktiğinde bi daha ki aya devretmiyolar. ‘Kerkindirecin motoru çalıştı. Fark etmez.’ diyolar. Eşekte yasak ki trafikte Niğdeye sürelim. Ben aklımı nası korıcam anlamadım vallaha! Hiç olmassa hikâyeyi bitirene kadar çarpmasalar bari beni. O zaman icabet gereği ben cinin dikkatini oraya çekiyim müsadenizlede, Mustafa korksun birazda, korkutabilirsek…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta