UB-027 Bilinmezlik, Şiiri - Mehmet Çoban

Nedir bilinmeyen?

Önceki zaman mı?
Yaşadığımız an mı?
Yoksa gelecek an mı?

Önceki bilgiler mi?
An’ımıza ait bilgiler mi?
Geleceğe ait bilgiler mi?

Basitçe,

Denilse ki,

Önceki zaman,
Herkesin öncesi var,
Geçmişini tarih yazar..
Eğrisiyle doğrusuyla
Basitçe ana hatlarıyla
Bilinir yeteri kadar
Gerisi ayrıntıya dalar

Denilse ki,

Yaşadığımız an,
An’ı kavramaktır o an,

Denilse ki,

Gelecek zaman
Değişir o zaman
Bilineni var,
Bilinmeyeni var
Kültürler kadar…

Ama önemli,
Hem de çok önemli,

Bir özellik var.
Biliyor musunuz?

Geçmiş ve gelecek,
Ancak an’la bilinecek..

An’ını bilemeyen,
Asla geçmişi,
Alsa geleceği,
Bilemeyecek! ..

Tıpkı sıfır gibi,
Sayıların başlangıç,
Noktası gibi! ..

Neye göre geçmiş?
Bulunduğun an’a göre.

Neye göre gelecek?
Bulunduğun an’a göre..

O zaman an ne?
İşte onu kavramak mesele! ..

Biliyor musunuz?

An’ı kavrayamayanlar,
Geçmişi ve geleceği,
Asla bulamayacaklar! ..

İnsanın içinde bulunduğu an
Acaba, nasıl, hangi zaman?

Akıl tartışır,
Felsefe tartışır,
Her şey birbirine karışır..

Ve işe tanrı karışır…

“Ey insan,

İçinde bulunduğun an,
Dünyada yaşadığın zamandır..

Bilgilerin,

Doğumdan önce bende
Ölümden sonra bende

Doğumla yaşın arası sende
Yaşınla ölüm arası sende

Doğa kanunumu,
Ne kadar bilirsen,
Yaşamın doğalarını,
O kadar bileceksin! ..

Ama aklın kısıtlı,
Ama muhakemen kısıtlı,
Ama bilgilerin kısıtlı…

Ve sen kısıtlılıklarını,
Bir türlü göremeyensin..

Ve sen çok acelecisin,
Kısa yoldan karar verensin,
Sonra yanlışlarınla debelenensin..

Aslında dikkat etsen,
An’ı kavrayabilsen

Geçmişinde belli,
Geleceğinde belli,

Ret ederek bilinenleri,
Niçin bilinmeyene gidersin? ”

16.06.2006 - İzmir