ÜÇÜ BİN OLUK
Üçü Bin Oluk Taşeli ' nde yaşadı
Ayakları cüssesini taşımadı
Avradı beğenmeyip hemen boşadı
Naçar olunca şaşa kaldı, BİN OLUK
Ayak teki Hacılar Ardında kaldı
Öbür ayağına köye haber saldı
Başı soğuk muğarın suyuna daldı
Kana - kana içti, doymadı BİN OLUK
Gece can hıraş çalışır, gündüz yatar
İşinde becerikli Türk Fiat Motor
Köylünün ekinini kendisi biçer
Fakir, fukaraya yardımcı, BİN OLUK
Yunt Dağına merkeple oduna gider
Bir eliyle ağaçları ziyan eder
Öbür elle ceylanı ekmeğe dürer
Bir lokmada mideye atar, BİN OLUK
Taşeli kazan, Yunt Dağı bulğur olsa
Göksu kazana sıvı yağ gibi aksa
Köknar ağacından tahta kepçe bulsa
Dokuz gün yesede, doymasa BİN OLUK
Beş gün yedi pılavın içini oydu
İç pılavın tepesi üstüne kaydı
Bulgurun taneleri havasız koydu
Sevinçden zil takıp oynadı, BİN OLUK
Seven köylüleri hayalini sorar
Yunt Dağından TAŞELİ'ne dostca bakar
Meramını diyecek bir dostu arar
Candan seven yaren bulamaz, BİN OLUK
Başına gelen altın gibi kalbinden
İyilik görmedi yüzüne gülenden
Anlamaz riyakarca şeytan işinden
Öldüğüne acıyamadı, BİN OLUK
23- ARALIK - 2009
SÜLEYMAN YILDIZ /(Lemos 5303)
Kayıt Tarihi : 2.12.2010 14:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire konu masal; Orta Toroslar - TAŞELİ yöresinde yıllarca dilden dile anlatılmış ve kaynak kişisi; Sarıveliler'in Ugurlu Köyünden Rahmetli Hacı ORBAY'dan derlenmiştir. Hacı Orbay'ın ruhu şadolsun.)
TÜM YORUMLAR (2)