sarı renge yeltenen başakları güneşten bildik
buna tamam..
okullar vardı tuttuk boyunca ilerledik
buna da tamam.
ama ile başlayan cümleler kurduk,
kurgularımız bahaneler dolusu
bir yanımız deniz
bir yanımız baştan sona
gece görmemiş duru su.
Baha..
renkleri üleştirdiler
denize mavi rüyaya yeşil düştü
leşler rengarenk
korkuya ve tanrıya aynı anda bembeyaz
sıra hiç gelmediyse suya
onun gün görmemişliğinden üstümüze tuz serpildiğinden
ve yeşile kıyısı olan kentlerde adli bir vakaya dönüştüğünden
Şükrü..
sudan sebeplerle yazıyorum ben bunları şaşma
için bankalar dolusu caddelere inmiş tahviller var
tiner bir yokluktur memurlar için bir başka sızlanma
ile başlayan her hareket bir trenden diğerine hicret
su ısındı, kondüktör evli ve buhar ne mukaddes!
Baha..
sebepsiz yere ağlayanlar giyotinlenir
krom kelepçelerle sinemalara tıkıştırılır
ve üstlerine mişli geçmiş zaman ekleriyle saldırılır
trenler rüyanın paralel evreninden gelirler
kondüktör yolda attı karısını
buhar mısır seferinde hüsn-ü niyet
su rayda bir yokluk fotoğrafı ışıldatmakta
Şükrü..
kadraj dışı kalmıştık ilkin
renklerden sıyrılıp suya indiğimiz ilk an: ebruli
üstadlar vardı onlar ilk gerilenlerdi: güneş
balıklar vardı balıklar kıyı kıyı
metallerle sınanan mıknatıs gibiydik
su ince ince metale pas vermekte!
Baha..
uzun uzun perdeler vardı..
yeryüzüne göklerden sallandırılmış
ucun ucun idam ediliyor idam ediliyor yurttaşlar
şapkasız başları gramere uygunsuz ââ..
oysa azınlıkların suya düşmüş aşklardan yana nasibi pek açıktır
uzun uzun ağlayanların kaportaları tuz izinden muzdarip
ve işte buradan doğar sentetik bilim denilen nane..
inceden inceye metalleşen su gibiydik
mıknatıs metale pas vermese de..
Şükrü..
hah hah haaa! ile başlardı ilk ünlem
geniş salonlardan içre kabul gören yeni yetme
aromalarla sunulan devşirme pigmentler
bir zencinin derisinde ne denli demokrat
hah hah haaa!
Baha..
treni arı sokmaz ki
çamurda debelensin rayların yol hikayeleri
sarı: bir papatyada yoğun bir polen deposu
ve yoğun bakımda bir bebeğin ten rengi
güneşin en uygun ışık kaynağı olduğunu biliyor olmamız
bizi ampülden azad etmiyorsa madem
ya bu edison bir ibnedir
ya da o uçurtma göklere gitmemiştir
Şükrü..
vursunlar yeri göğü havayı ademi
delsinler marşlarda tüm bunlara dizilsin
notalar sundum al sana avuçlarım da delik
yazdığımız tüm bu satırlar da zaten baştan sona
ibretlik!
Baha..
X şahsı çok koyu renklidir ama liberal değil
korkulur onun üstümüze yahudi atmasından
biz bağdata gidelim yine de..bağdat çok ferahtır
misket orda yağ orda bir tek arap az
haydi koştur sesimin yaylasında vahşi atlar koştur
az önce bir kıyıdan çöle düşürdüm cebimdeki tüm bozukluğu
o yüzden sana meylim az..
Şükrü..
az çok caddeler boyunca koşturduk bakınız: Bağdat
İstanbul elbet ama çok ta uzak gibi bakınız: Irak
Y şahsına münhasırdır denklemlere cuk oturur
biz de misket oynardık yenilenin elinde patlardı
ah leylim matematiği boz baştan sona tekrar yaz!
Baha..
Şükrü Özmen & Baha Öztop
Şükrü ÖzmenKayıt Tarihi : 16.12.2016 01:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şükrü Özmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/12/16/tuz-su-matematik-sari-ve-tren-uzerine-bir-yeni-cag-deyismesi-sukru-ozmen-baha-oztop.jpg)
çok muhteşem çok ustaca
Saygılarımla.
'treni arı sokmaz ki
çamurda debelensin rayların yol hikayeleri
sarı: bir papatyada yoğun bir polen deposu
ve yoğun bakımda bir bebeğin ten rengi
güneşin en uygun ışık kaynağı olduğunu biliyor olmamız
bizi ampülden azad etmiyorsa madem
ya bu edison bir ibnedir
ya da o uçurtma göklere gitmemiştir '
TÜM YORUMLAR (5)