Saat onikiydi,
Ankara asfaltı,
sarı ve mor çiçekler arasında,
güneye akıyordu.
Yoldan tuz yüklü kamyonlar geçiyordu,
ben seni düşünüyordum,
içimdeki hasretindi.
Bir yanımda,
bazen yeşil bazen sararmış
mor çiçekli buğday tarlaları uzanıyordu.
Topraklar çatlamıştı,suya hasretti.
Yoldan tuz yüklü kamyonlar geçiyordu.
Ben sana hasrettim,
uzaklar yaklaşıyordu...
Uzakta,
sarı,yanık kahve
ağaçsız tepeler vardı,
yamaçları,yarılmıştı yırtılmıştı.
Dağ eteklerinde,
yolsuz,susuz,ağaçsız,
yazğısına terk edilmişti köyler,
sarı sıcakta yanıyordu.
Yoldan tuz yüklü kamyonlar geçiyordu,
Ben sana hasrettim,
yüreğim yanıyordu.
Bir yanımda,
karbeyazı kıyılı
Tuz gölü uzanıyordu,
kıyısı ıssızdı,yalnızdı,kimleri bekliyordu.
Ben yalnızdım,
yollar bitmek bilmiyordu.
Az ilerde,
sularda binlerce ayna parlıyordu,
gölün suları pembeydi, mordu.
Ufuk yoktu,
bulutlar göle inmişti,
uzaklarda birkaç adacık,
havada asılı kalmıştı
Toprak, hava tuz kokuyordu,
Yoldan tuz kamyonları geçiyordu.
Ben seni düşünüyordum,
zaman duruyordu
Aklımda,
deniz kokulu saçların,
tuzlu dudakların,yanakların vardı.
Yinede mutluydum,
belkide yolun sonunda
sana kavuşmak vardı.
01 haziran 006
Mehmet Özer 2Kayıt Tarihi : 2.6.2006 14:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri Ankara'dan güneye otobüsle giderken yazdım. Yol Tuz Gölü'nün kenarından geçiyordu.Uzaktaki sevdiğimi düşünüyordum.Tuz gölü çevresi ıssız yalnızdı Benim yalnızlığımla gölün yalnızlığını aynı gördüm.Şiiri tam gölün kenarından geçerken yazdım.Çevre kaderine terk edilmişti.
TÜM YORUMLAR (4)