Her içime düşüşün, sanki yıllar, onyıllar öncesine götürüyor beni… Daha dünmüş gibi her şey tap taze, sanki teri üzerinde, bedenlerimiz gözümün önüne düşüyor…
Her baktığım köşe bucak gözlerimi kaçırdığım yerden fırlıyorsun, yüreğime bir sızı sokarak…
Kızmakla ağlamak arası bu hisler çoğu zaman, nefreti seriyor önüme…
Ne büyük olay kelime nefret…
Çoğu zaman acındırıyor beni sana, çoğu zaman da merhamet gözyaşları düşürüyor göğsüme… Sevginin gücünden korkuyorum… İçimi yarıyor keskinliği…
Bazen gözlerim kararıyor, bazen de ayaklarım çarpıklaşıyor… Kötü sözleri önce kendime, sonra sana yakıştıramıyorum ama canım yanıyor, ağıt türkülerinden, yaşadığım yerin duvarlarına çarparak dolaşan şarkılar içimi yırtıyor…
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla