Adı konmamış ayrılıklar bunlar…
Adını koyamadığımız bir şiir bu…
Sanki gölgeli…
Sanki parlak…
Sanki puslu…
Sanki hiç yazılamayacak gibi…
Adını koyamadığımız bir şiir bu sanki…
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Oldukça uzun ama 'bir solukta okunacak' kadar çeken bir yazı, içli, çok manidar bir deneme...
Şair kendisiyle hesaplaşırken, sürekli 'gelgitler' yaşadığını, arada bir 'kopar gibi olan sevdasına' tekrar döndüğünü, bu dönüşleri 'kapana' benzeterek gönüllü bir 'kıskacın içinde' var olmaya çalıştığını anlatıyor...
Harika bir yazı... Kutlarım Mustafa Bey... Şahsen bu paylaşımın içinde epeyce malzeme bulacağıma inanıyor, 'özelime' alıyorum ve tam puan veriyorum...
Saygılar, selamlar Kardeşim...
Uzun olmasına rağmen kesinlikle sıkılmadan okudum.
Akşamların karanlığını, gecenin zifir alacasına terk ederek, gölgeme basa basa yürümek, kendime yalvarmamak istiyorum…
Her gece çıldırasıya kendimi düşünüp, düşlerimin peşine onu takıyorum ve artık yalvarmıyorum…
Ağabeyim saygın ve etkili kaleminizden harika bir eser okudum,yüreğinize,emeğinize sağlık,selam ve saygılarımı sunuyorum...+ Ant.
Harikulade bir çalışmanızla daha buluşturdunuz bizleri paylaşımınız için teşekkürler Sn:Yılmaz
Tebriklerim ve saygılarımla..
Sizin bu denemelerinizin bir tanesi bile,
bin şiir doğurur içinden ...
Kutluyorum sayın Mustafa Yılmazizmir...
Saygı ile ...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta