Doğa üstü, bilinen bilinmeyen
bütün aşklarının tadını verip.
rengarenk resmedip seni
tuvalini yaptım sensiz sessiz
için için çıldırtan kasvetli çıplak.
kiraz dudaklı, gül renkli
bal tatlı, yalandan dolandan uzak
saf bir tuval.
Bakmaya bile kıyılmayan
fırçalarken ruhunla sevişeceğim
kalem gözümle öpeceğim
saf bir tuval..
Önce kalemimin,
sonra yürekten dökülen kelimelerdeki
aşkların tadını tattırmalıyım aksine
Yokken yanımda;
aksinden yansıyan ruhunla
doyurmalıyım, ruhumu,...
Gör, gör ki anla senden yana
içimdeki renkleri
bütün renklerle fırça sallıyor sana, kalemim
Yok böyle bir şey..
Yok...
Ne güzel kaşların var yay gibi,
o baştan çıkaran gözlerine
ne demeli..
Ya; Güneşe benzeyen cepkenin,
pürüzsüz Ay gibi..
Omuz aşağı dökülen saçların, narin bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin
Sanki pamuk, yumuşacık..
Haykırmalıyım,
tuvalimin bittiği an haykırmalıtım,
avazım çıktığı kadar bağırmalıyım..
Gönül gözüyle bakarak
ruhunla sevişme vakti olduğunu.
İlhamlarımla salıyorum fırçamı
nasıl etsem, nasıl yapsam da
şiirle tuvalini yaptığımı sana söylesem
dağ yamaçlarından haykırsam..
Bir kere duyursam hele
güzelliğini, doğa üstü tadını,
Bitince tuvalin
oturup iki damla yaş döksem
sensiz ve sessiz
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere,
Ve ardından isyan etsem
(N.K. 15 Mayıs 2011)
Necip KüçükKayıt Tarihi : 16.5.2011 14:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güzelliğini, doğa üstü tadını,
Bitince tuvalin
oturup iki damla yaş döksem
sensiz ve sessiz
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere,
Ve ardından isyan etsem...
Yüreğine sağlık üstat...
TÜM YORUMLAR (1)