Tuval gökyüzü, fırçaysa sesler
Gözler yüzümde asılı mumya
Madem, ressamı benim gecenin
Madem, oyun düşleyen camdan gemiler
Damarlarımda arya
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Tuvaldeki resmi Octavio Paz'ın ağzıyla konuşmak istedim ben de.
''Şiir tutkun bir düzen hazırlar.Güneşten erkekler ve kadınlar alanlarda,güneşsel şarkıyı, saydamlıklar pınarını söyler.Erkekler güçlerinden,kadınlar köleliklerinden özgür olacaklar ve karanlık uzaya çizgiler çizecekler yatışmaz sevgilerden.
Altın sarısı çalkantı sarar beni:Bende olan hiç bir şey benim ağzımla konuşmamalı.''
Octavio Paz da zaten bu sözcükleri Sait Maden çevirisine teslim etmişti
Gözler yüzümde mumya.
Düşüncelerimi sıralamadan önce bu ifadenin beni ne kadar etkilediğini ve şairle değil kendimle bir söyleşiye daldığımı belirtmek isterim ki,
şiiri ve şairi unutturup nerelere sürüklediği anlaşılsın.
Üzerimdeki gücü duyulsun.
Mumya,
yani insanoğlunun ölüme isyanının
sonsuz bir yokoluşu asla kabullenmeyişin
kesinliği başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak bu acımasız gerçeği tüm soğukluğuyla görmenin
ve fakat ısrarla yola devam etme çabasının
yarattığı en etkileyici
en çarpıcı
en açıklayıcı
tavır.
Mumya insanın bizzat kendini bir esere çevirmesidir.
Ölümü yeneceği, ölümü aşacağı umulan bir esere.
Uluç, böyle bir esere dönüştürüyor işte gözlerini.
Sonra gökyüzüne çeviriyor bu yeni bakışları.
Gökyüzüne işte bu eserle bakıyor artık.
Gökyüzü,
fakat ah kim bilir neresidir şimdi orası.
Ölüm mü, hayat mı, evren mi, sonsuzluk mu,
tam bu kadar büyümüş sevdalar mı,
tam bu kadar büyümüş düş kırıklıkları mı
Ne önemi var.
Bu her neyse bir tuvale çeviriyor onu.
Ölümden aşkın bir hayat çiziyor.
Sevgili Uluç
Çok ama çok derinden bir alkış tutuyorum sana.
Şiirim, geçen süreçte ufak tefek değişikliklere uğradı. Özü aynı kalacak şekilde gerçekleşen biçimsel değişimlerden birisi de isminde oldu.
Saygılarımla
Aynur Özbek Uluç
Tualde bir Monalisa asaletiydi bu gece. düşsel imgeler güzeldi.
Aynurcum, ne iyi etmişsin de şiirlerini akıtmışsın... bu senin görevin zaten canım bnm bunu bil. bunları insanlara yansıtman lazım. kendini iyi hissetmen ne kadar doğru yerde durduğunun göstergesi.. canım senin ihtiyacın bu, senin bir iki insanın sevgisi ilgisi ile kucaklaşman değil, gruplara hatta kitleleri kucaklaman lazım. enerjinin akması lazım.bazı insanlara olan agresif pozitifliğimiz de bundan... tabi o insanların da çoğu değerli,-mutlaka ki hepsi değildir-. ama işte akmak lazım... Bir gölette kalmak değil,inşallah bu devam etsin. Bu da inşallahla olacak iş değil aslında, bu şiirlerin kitaba girmesi lazım
Bak şimdi de bir umut doğdu işte içime.Demek ki nereye gitsem yara hep benimle gelmiyormuş.Kendimle çeliştiriyorsun Aynur beni...
çok güzel bir şiir olmuş iyi dileklerinizle.ne güzel düşünmüşsünüz.iyi ki güneş var.
Akif' i hatırladım... Hani ''Kızıl Deniz'' şiirini...
''... usta bu ne? / Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine?.. /... Kızıl Deniz yarılıp geçmesidir Musa' nın...''
''Madem ressam benim bu gece'' dediniz ya!... İrade sizin ve hürsünüz! Ancak bu ülkenin, tahmin edilenden çok daha fazla güneşe ihtiyacı var Aynur Özbek!.. Çok daha fazla aydınlanmaya ihtiyacı var!
Kutlarım...
İyimser, tebrikler.
Ve o güneşin içinde bir nur doğuyor,
evreni kıskandıracak denli şavkla...
Tebrikler sevgili Güneş:)
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta