Bu daracık koridorun acılı yankılamalarında mahsur kalmak ne kadar acı...İçim içime sığmıyorken; yüreğime bir boy büyük heyecanlar ve korkular sinmişken elim kolum bağlı durmak ne acı....
İşte bir çığlık daha...Kulaklarımdan ruhuma dağılan feryatlardan bir tanesi daha....Umutlu bir can yakış...Korkularla iç içe...Acaba neler oluyor içeride...İçeride? Hani beni dışında tuttukları o en girilesi, en kaçılası yerde...Kalbim orada çarparken burada, yani dışarda yaşamamı nasıl beklerler ki benden? Niye almıyorlar beni içeriye? Niye bu coşkun heyecanımdan çekiniyorlar? Az önce birkaç kere kapıyı zorlamıştım içeriye girebilmek için...Acaba ondan mı? Ama tutamamıştım kendimi...Çığlık çığlığa yükselen yankılar beni kapıya sürüklemişti ister istemez...Ah aşkım...Canım karım...Çok mu acı çekiyorsun içerde?
Çığlıklar artmaya başladı...Sanırım o geliyor...Artık geliyor...Aylardır süren bekleyişimiz sona eriyor...Kızım geliyor....Canımdan öte can olanım geliyor...İnanamıyorum hala...Nerden nereye? Çok değil daha bir kaç yıl önceydi tüm hevesimle, aşkımla ve korkularımla evliliğe adım atışım...Kendi bencilliğimi ve özgürlüğümü sınırlayıp hayatımı aşkımla birleştirişim...Tam anlamıyla erkek oluşum tüm sorumluluklarımla ve sevgimle....Şimdi ise hayata ve erkekliğe dair en kutsal anı yaşıyorum...Baba oluyorum...
Derin bir sessizlik...Neler oluyor içerde? ? ? Lütfen biri çıksın artık bu geçilmez kapıdan! ! ! Lütfen biri birşey söylesin! ! ! Aşkım, canım karım iyi mi? ? ? Peki ya hayatımın en büyük anlamı olan ve hayatımı dolduracak olan kızım nasıl? ? ? Korkuyorum...Hiç bu kadar aciz kalmamıştım...Bunlar da ne? Yüzümde ıslak bir sıcaklık....Ağlıyorum sanırım...Korkudan...Heyecandan...En çok da belirsiz bekleyişin sancısından...Karım, kızım nerdesiniz? Korkuyorum...Ağlıyorum...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.