“Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi) , öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler.” BAKARA SURESİ -146
Yahudiler Tevratta, Hıristiyanlar İncilden görüp bir peygamber gelecek dediler,
Ahir zaman Peygamberinin tüm vasıflarını anlayarak,onun gelmesini beklediler.
Her nesil bunu kendinden sonra geleceklere anlattı,inanmalarını tavsiye etti,
Bunun için her iki zümre için de tek iş bu peygamberin gelmesini beklemekti.
Ancak onun Araplar arasından ve bir yetim kimse olacağını görünce gittiler,
onun gönderildiğini görünce sırf ırkçılık gayret ve düşüncesiyle inkâr ettiler.
Halbuki onun hak peygamber olduğunu söyleyip geliyorlardı,
Hayatta kendi oğullarını bilip tanıdıkları gibi onu biliyorlardı.
Yahudiler Tevrattaki belirtilen işaretlere göre anıyorlardı Peygamber Efendimizi,
Nemrud dağındaki Tuva vadisindeki suretten tanıyorlardı Peygamber Efendimizi.
Tuva vadisindeki duvar resminde görünen surete sizler bakmaya gidiniz,
Bu suretin sarık kısmında Arapça MUHAMMED yazısına da dikkat ediniz.
Daha önceleri bu yazı yoktu Ahir zaman yaklaştıkça şeklin yazı yüzüne vurmuştur,
Delillerin zuhuru, o kısma yapılan toprak bir yol Muhammedyazısını oluşturmuştur.
Bu çehrenin (yüzün) ahir zamanda olacak şifreleri verilmiştir,
Herkes tarafından kolaylıkla görüleceği hadislerde bildirilmiştir.
Bu konuda Peygamberimizin torunlarından Cafer-i Sadık şöyle demiştir,
Ahir zamanda bu konudaki olacak olayları haber verip bize söylemiştir.
Gökten nida gelecek olan yıldan önce Recep ayında bir alamet vardır,
Aydan bir çehre (yüz) ortaya çıkacak ve açık bir el görünecek bu sırdır.
Çünkü Allahu Teala sadece cüzi bir tecelliyleTuva vadisinde tecelli etmişti,
Bu tecelliyi İlahi eğer cüzi olmasaydı yanlız dünya değil kainat yanıp bitmişti.
Allahu Teala, kainatınve içindekilerin özüne sır katmıştır,
Peygamber Efendimizin yüzü suyu hürmetine yaratmıştır.
Ve zatında zatına tecelli etmiştir,bu Nebimizdir,
Bu tecellide var olan Peygamber Efendimizdir.
Bu sebeple Allah'ın nereye bir tecellisi olduysa nur şavkır,
O tecellinin eseri Peygamber efendimizden bir iz bırakır.
Tuvada ki İlahi tecellinin eseri bu mübarek yüz resminde bilinmektedir,
Peygamberimize benzeyen suretin orda geniş bir alanı bulunmaktadır.
İlahi tecelli cüzi olsada Allahu Tealaya göre bu cüzidir,
Bize göre ise geniş bir alanı kaplar,Hak ölçüleri güzidir.
Tuvanın anlamı övülmüş idi,bu halkın Hakka verdiği emekti,
Muhammed isminin anlamı da defalarca övülmüş demekti.
Bu dağdaki vadiye bu sebep ile Allahu Teala, Tuva ismini vermiştir,
Çünkü sen kutsal vadi Tuva dasın” ayeti Kurana delil olarak girmiştir.
Hazreti Musa, Bu ilahi sırra direk mazhar olduğu için Tuva vadisine gitmiştir,
Kendisinden önce ölen kardeşi Hz. Harun'u dahi Tuva vadisine defnetmiştir.
Nemrut dağındaki güzellikleri gölgeleyen Nemrud'un İbrahim'e cebridir,
Tuva vadisinin yüksek kısmında bulunan Tümülüs Hz.Musa'nın kabridir.
Musa ömrünün son zamanlarını Urfa yöresinde geçirmiş Tuvaya bakmıştır,
Bu yörede yaşadığı için burada bir nevi hac ziyereti gibi izler dahi bırakmıştır.
Hz. Şuayb Peygamber Urfada Şuayb şehrinde yaşayıp gelişmiştir,
Hz. Musa ile Şuayb şehri yakınlarındaki şoğmatarda buluşmuştur.
Tuva vadisinin kutsallığını bildikleri için insanlar buraya gidiyorlardı,
Musa dan sonra gelen Peygamberler biliyordu ve ziyaret ediyorlardı.
Birçok veli zat dahi bu vadiyi ziyaret edip maneviyatından istifade eder,
Hatta Hz.İsa dan sonra,Hz. Cercis Peygamber Tuvada kabrinde yatar.
Kayıt Tarihi : 21.11.2015 09:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Tuna](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/11/21/tuva-vadisindeki-yuzun-sirri.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)