‘’Beni unutmana asla izin vermeyeceğim’’ diye bakmıştım gözlerine..
O soğuk Ankara gecesinin en ıssız saatinde, geldiğin gibi uğurlamak vardı seni..
Yada birbirini hiç tanımayan iki yabancı gibi yolculuk etmek yan yana koltuklarda..
Hani o son durağa vardığımızda, sadece yan yana oturmuş olmanın verdiği yakınlıkla tebessüm edip, çekip gitmek vardı farklı yollara..
Acısız, sızısız..
‘’Kazanan yoktur aşk’ın savaşında’’ demiştin bir defasında.. Kaybetmeyi bir ödül gibi bıraktığın vakit avuçlarıma,
payımıza düşen yalnızlık kadar kazanmıştık oysa..
Son bahar tekerrür ediyor sevgilim..
İçimi dün gibi, aynı şiddette acıtan Ankara’nın o en soğuk, en ıssız, en yalnız gecesinin tarihi tekerrür ediyor..
Birbirine teğet geçemeden çarpışan iki kurşunun içimizi parçalaya parçalaya bedenlerimizde hapsoluşu gibi taşıyoruz yalnızlığımızı..
Şah damarından soğumaya başlayan bu aşk’ın kendi kanına tutkun iki esiri gibi çekiliyoruz damarlarımızdan..
O sıcak ve tuzlu akışkanın süzülüşüyle gittiğin günden beri kirpiklerimin çatısından,
Bilmen gereken bir şey var sevgilim;
Sendin bu savaşta en çok kazanan..
Kayıt Tarihi : 12.5.2011 00:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!