Her taşın altındaydı kin
nefret doluydu eller
bir sürü çocuk astılar
bir sürü çocuk öldü içimizde
o yıllar
kara bir leke gibi dolandı başımızda bulut kümeleri
bir sürü yağmur çaldılar
taşırdılar rüzgarın öfkesini
bir sürü fidan kırdılar
daha kanadının ilk çırpışlarında
bir sürü güvercin vurdular
boyadılar
göğü
kızıla
suskunduk
boğazımızdaydı urgan
yutkunduk
utandık
utanarak ağladık
söndü çocuk ışıkları
karardı beyaz sevinçler
öldü içimizdeki adam
önce şiiri yasakladılar bize
sonra öpüşmeyi
kopardılar ham meyveleri dalından
düştük tatmadan sevişmeyi
kitaplarımızı yaktılar
yasakladılar tarihle yüzleşmeyi
giderayak öğrettiler
kardeş kardeş didişmeyi
biz yıktıkça ördüler
koca koca duvarlar
fikrimize zincir vurup
yüreğimizi yokladılar
uzaktı sevdamız
uzaktı vuslat
bütün saatlerimizi
ayrılığa kurdular
yorgunduk
küllenmişti devran
durgunduk
oturduk
oturarak koştuk
göründü görülmez mekanlar
göründü suların ışıkları
tam tutacakken ucundan
yeniden
başladı
yüreğimizde
tutukluk.
31.05.2018
Yıldırım Kırlılar 2Kayıt Tarihi : 5.6.2018 19:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!