Di'li geçmiş zamanlara iç geçirip
ayın karanlık yüzünden bulmayı umduğumuz neydi?
Her şeye inat yeni bir düzen mi gerekiyordu?
Göğün ekmek tavlama havası yağmuruna,
güneşin sac tavasına döndürdüğü güne ve
di'li geçmişe dil döken ezberime yeni bir düzen...
Oysa sen beni ne güzel seviyordun...
İkinin kamburu yedinin kuyruğu olmasa ne olurdu?
Bütün bunlara mukabil;
bir adım sonrasındaki hesabı hesaba katmadan,
ne bir eksik ne bir fazla,
mürekkebin mor,
sevgin kalıcı olduktan sonra ne yapalım, gerisi flu...
Aidiyet değil mi sanki bu içimizdeki tuttuğumuz nefes,
söylemek isteyipte yutkunduğumuz cümleler?
Çarpıtmadım!
Yakın ettin uzağı!
Belki de kuş tuzağı...
Hayal ya da kabus...
Şimdi konuş ya da sus!
Aşk bocaladığında önce mücadele eder
sonra birimizi sürgüne
diğerimizi teslimiyete hazırlar.
Bir hayat bir yok oluşa teslim oluyorsa
ve kendi sesin yüzüstü bırakıyorsa seni,
hazindir; kurguyla aidiyet arasında gidip gelmesi.
Kemiklerimi tutan bağlar kopsa,
ters bir hareketten koptu deyip kabullenirim
ama bu başka...
Kilidin içinde bir anahtar ve demirden bir sürgü…
Hakikat kadar gerçek
hakikat kadar kısır o isimsiz varlık.
Bu tahayyül edilemezin ötesinde...
Sonra haklı olarak önceliklerin geliyor aklıma:
Ödünç alınmış tutarsız bir zaman dilimi...
Sonra beni ne kadar sevdiğin...
Sen ne güzel seviyorsun beni...
İşte o an azat edip seni
uzak anımsayışlara bırakıyorum kendimi;
çaresizliğin o en kara çırpınışlarına…
Sevmek fedakarlık ister.
Oysa ne kadar isterdim
geçmişle geleceğin kesiştiği bir an içinde olmayı.
En çokta canına can olmayı…
Sonra bir duraklama beliriyor.
En çarpıcı nitelikte yinelenen bir elveda...
Her cümle sonunda bir veda gizliyken
ben kısır bir dönemin hükmettiği çember içindeyim.
Tuttuğun bu ayna, ümitsiz bir teslimiyet...
Farklı bedenlerde ruhen bu kadar birken
düğüm üstüne düğüm atılmış bir kader var.
Aşk ister istemez kayıtsız bir uysallığa teslim oluyor
ve buna rağmen ivedilikle seni bana unutturmuyor.
Yine sana yakın kendime bir ömür yabancıyım.
Dolandın durdun dilimde.
Bir ah daha oldun di'limde.
Belki batında belki ilimde...
Duyduğum bu ses, tuttuğum nefes...
Kayıt Tarihi : 20.6.2020 17:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)