Eskiden otururdum yüreğimin kıyılarında
Geçmişten gelen dalga seslerini dinlerdim
Taş duvarlar
Demir parmaklıklarla örülü
Tutsak bedenimi kaçırırdım gizlice...
Şimdi kalabalık yalnızlığımla
Bir bankta oturuyorum balıkçıları seyrederek
Kayalara çarpan tuzlu suların ıslaklığı yüzümde
İmbatın ferahlığı bedenimde.
'Ferahlık'...
İlginç,
Garip biraz da ürkütücü geliyor...
Az önce dalıp çıkan
Dalıp çıkan karabatağın
Rüzgara karşı kanatlarını açıp kurulanması gibi
Acaba ben de acılarımdan böyle arınabilir miyim? ..
Bir vapur geçiyor uzaktan
Ne diyor bir anlayabilsem!
Yarinden ayrılışın ağıdını mı yakıyor
Yoksa sonsuzluk hissi veren denize seranat mı yakıyor? ..
Ne kadar da uzaklaşmışım herşeyden
Ne kadar da korkutuyor sevinçler
Şu karşımdaki kayıkta
Denizin ninnisiyle sallanan balıkçının boşvermişliğini
Ahh ne kadar da kıskanıyorum
Bir bilse...
Hala küfreder mi kaderine? ..
(2002-2005)
Serhat KaradumanliKayıt Tarihi : 24.8.2005 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!