Tutkum Şiiri - Fırat Aydeniz

Şimdi devrilsin tüm kum saatleri yana
Ve yapışsın dudaklarımız
Ağzından Fıratın Dicleye kavuştuğu sular
Aksın kursağıma
Sonra zikrimdeki her teşbihin
Bazalt taşlarıyla kutsansın
Diyarbakır surları kadar sağlam ve büyük bir sevdanın
Mahzenlerinde arayalım özgürlüğü
Bir yetmiş beşlik asma kilit vuralım ibadethanemize
Kahpe din yobazları giremesin
Ve birbirimize ibadet edelim sadece
Kilise çanları cami kubbeleri izbeleşsin
Sürgün etsin tanrı biri yaban bir kente
Sonra ölelim
Ve tanık melekler birlikte çürüyüşümüze

Hadi gel yüksek bir yere çıkalım
Nuhun tufanı bile yetişemesin bize
Herkesten uzakta seni yaşayalım
Sevişmelerimiz bile zem dinlemesin
Bir anonim olsun tutkumuz
Kulaklarımız iki aşık diye çınlasın
Ve küllerimiz sürülsün
Karacadağın eteklerine

Diyarbakır sıcağı kavururken buğdayları
Biz Ahmet Kaya dinleyelim
Sonra pembe sardunyalar begonyalar takayım
Yakandan içeriye
Titresin terleyen tenin heyecandan
Ve duyduğum en güzel koku
Senin terin olsun

Hadi gel Ahmed Arifi okuyalım
Sonra dileğimizi kazıyalım
On gözlü köprü taşlarına
Diyarbakır toprağı kadar cömert
Ve demli bir çay gibi hep taze olsun
Sevdamız