Esmer ellerinin büyüsüyle tırmanıp çıktım yüreğinin sarsıntı tepelerine
Yangınlarımızdan çıkardığımız yüreklerimiz vermedi mi kendini ele?
Baş kaldıran sözcüklerimizle girmedik mi bu tutkunun ve sevincin tünellerine?
İmgelerin kurtarılmış bölgelerinden ulaşmadık mı terimizin aktığı menzillere?
Bu sevdanın kekeme öpüşlerini bir maltız ateşiyle sevdik biz. Gecelerin hüzün ihtilallerinde bileklerimizden kelepçelendik. Mevsim kışa dönecekti bunu da biliyorduk ve biz en çok birbirimizin yangınlarını sevdik. Yanlış iklimlerde, suskun hücrelerde şarkılarımızla güçlendik. Her kavgada ırmak olduk çağladık, deniz olduk ağladık, gün geldi bu aşkın sularında yıkandık, bir türlü seninle ay ışığında dans edemedik.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Zamanı mevsimsiz de yakalansa aşkın, dans edemesek te ayın şavkında yangınlarıyla büyür yinede yüreğimizde. Büyük bir haz aldım Selahattin bey duygularınızın yansımasından. Sevgilerle.
Kazim UZUN
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta