Şu Türk'lük burcumdan arza tırmanan
Tutkularım vardı... yaşamadım ki
Bilmem tecelli mi yoksa ân be ân
Gayyaya duvardı...taşamadım ki
Gümüş sağrağımla zamana düştüm
İçtiğim kımızla erişti rüştüm
Yürüdü yüzyıllar , zamanı aştım
Tam o sıra durdu...basamadım ki
Her adımda deli eyledi zaman
Hükmün dârdır diye söyledi zaman
Delişmen aklıyla hey'ledi zaman
Her azığa vurdu...deşemedim ki
Kanım kârım dedim dayandım cana
Semerkant ,Buhara ,geçtim her yana
Gül kokulu Türkmen dolu bu hana
Kürşâd'lar ses verdi...kısamadım ki
Issık gölüne şu sinemi açtım
Halbuki Almila bakışa açtım
Ve uyuşmuş ayak görünce göçtüm
Topal sesler yordu...koşamadım ki
Tapduk dergâhından Yunus'un sözü
Ummâna dökülsün sözlerin özü
Şu zaman,türküler yakan her sazı
Yanamadan sürdü...pişemedim ki
Doğrular eğriyse, aklar da kara
Varlık kabımdaki delik kumbara
Kârda değil,zarar derse fukara
Efelenip durdu...boşamadım ki
Belli, zedelendi , körleşti izan
Dedem Korkut'la da tutmadı mizan
Cahil sınırında nedir ki hizan ?
Cühelâlar sardı..şaşamadım ki
Zemheri yeryüzü tanısın beni
Türk kanımla ister donasın beni
İster soğuk suda yunasın beni
Savaşıma girdi...üşümedim ki
Siz gibi olamam ! Türk'çe kalırım
Töre'mden,il'imden ilham alırım
Bozkır yüreğimi hırçın sularım
Kimin neydi derdi...su'samadım ki
Tutkularım şimdi boynunu büktü
O sırada pirim Yesevi baktı
Sanki Kızıl Elma tutkusu aktı
Gülnihâl'i gördü...coşamadım ki
Bu şiirde kullandığım "il" devlet demek. Hatta Uygur kağanları'nın bir ünvanı da il demektir.
Nihal MirdoğanKayıt Tarihi : 2.9.2014 16:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!