TUTKU ŞİİRLERİ

TUTKU ŞİİRLERİ

Mustafa Selçukoğlu

Gök yüzünde parlayan
O güzel yıldızlar
Ne güzel gökyüzünde
Dolaşrlar dururlar

yıldızlar ne güzel
iyiler, kötüler
..

Devamını Oku
Salih Demirci

Rotarlı düşlerin peşisıra
Yüzüp yetişmek isterken,
Tutku problemlerinden
Kalan ne varsa,
Git şarabıyla dökülüp
Karıştı denize
Git şarabının mahzeni var mı?
..

Devamını Oku
Bekir Güneş

ilk okulda defterime ismini yazdığım o kızdan sonra şimdi senin
adını yazıyorum boş kalmaktan kurtulamamış müsvette kağıtlarına.
ismini daha temiz bir sayfaya yazmak isterdim.
lakin biz karar veremiyoruz neyin ne zaman nereye yazılacağına,
aşkımız temiz değil diyorsun sultan.
aşkın temizliği neye göre belirleniyor. ihtiras, sevgi, tutku bunlar hep dışlanası kelimeler midir hayattan.
yoksa utanmalı mıyım böyle bir duygudan.
..

Devamını Oku
Gülay Çelık

Merhaba,
Ben hüznün rüzgarıyla savrulmuş, kocaman şehrin mavi sularına saplanıp kalmış bir turnayım.
Renkli sevinç gözyaşlarıyla göğe karışan yağmur olmak isterdim oysa ki.
Her solukta nefes diye karışmak isterdim sana.
Tutku yüklü kanatlar takar, bir olmak isterdim seninle.
Ben sancısıyla kıvranan, maviye kıyısı olan kocaman şehirde eksik bir turnayım.
Ellerinin ellerime değeceği bu şehrin, bilmem hangi köşesinde
..

Devamını Oku
Hüseyin Yük

Saçlarının kükürt kokusuydu sabah
Vadi de yaseminler menekşeler
Filizle secde den uyanmıştı
Şahlanmıştı dağlar yeşile

Karmaşık ezgilerden uyanmıştı
Tembel körelmiş duygularım
..

Devamını Oku
Erdem Zengin

Çünkü acılarla dans etmesini öğrendik.
Tutku dolandı boğazımıza,
Süzüldük süzme şeref oyunlarında...
Çok merkezi bir eve gelin
Gelin ve hüzün
Yeşil çimenler
Raks
..

Devamını Oku
Eser Mamur

sevgi kadarsız olur
yoktur azı çoğu
biteni tükeneni
yılanı yıldıranı
seveni sevdireni..

aşk kararsız olur..
..

Devamını Oku
Vahit Aydemir

Bilerek ben seni hiç kırar mıyım,
Dinlemeden beni alma günahım.
Benden de beter düşersin dara,
Yakarsan gönlümü; tutarsa ahım.

Masum sayılmam ben aşk oyununda,
Hatam seni sevmek; sensin günahım.
..

Devamını Oku
Semiha Ayaz

Ne düşünüyorum, ne yapmak istiyorum onuda bilmiyorum.
Kalbimin çarpıntısını hissedemiyorum.
Aksine kimseyide sevemiyorum.
Ama neden bilmiyorum...
-------------
Yüreğimde bir isim, bir sima, bir tutku var.
Adını koyamadığım,
..

Devamını Oku
Kemal Sezer

Baştan ayağa bir dönüşüm
Hep merak ya da ait olma isteği
Birilerine
Ölümüne bir istek
Durdurulamaz bir tutku
Ve korku sakladıkları
kopkoyu bir korku
..

Devamını Oku
Bahattin Hamşioğlu

Özgürlük adımını,
İşte bugün atmışız,
Milletçe hürriyeti,
İşte bugün tatmışız.

Özgürlük milletimin,
En büyük tutkusudur,
..

Devamını Oku
Ali Gül 4

tüketilmiş umutların
unutulmuş anıtların
hançer gibi kanıtların
anısına şiir yazdım

bastırılmış duyguların
astırılmış sorguların
..

Devamını Oku
A. Esra Yalazan

Basit bir hayatım olsun istemiştim. Bahçesindeki limon, mandalina, portakal ağaçlarının çiçeklerinden yayılan acımsı kokulara eşlik eden sağlam, taş bir evde çıplak ayaklarımla dolaşırken uzaklarda tüten denizin buğusunu seyredecektim. Haliyle kalabalıklara mesafeli, tabiatla uyumlu, sırlarının kuytusunda gizlenen sade bir hayat ihtimali beni sakinleştiriyordu. İstediğimde insanın saplantılı tutkularından, özlemlerinden, nedensiz öfkesinden, ürkütücü hırsından kaçabilme özgürlüğü sunan, ruhumu sınırlı zamanın hapishanesinden kurtaran ‘sessiz’ bir geleceğin hayaliyle avunuyordum. Toplumun anlamsız kurallarından uzakta, istediğim zaman uyanmak, acıktığımda yemek, sadece istediğim kitapları okumak, hayal kurmak, ertesi gün sözcüklere dönüşecek gece düşüncelerine eşlik eden gökyüzünü seyredebilmek için ihtiyacım olan koşullara sahip olabileceğimi sanıyordum. Fena halde yanılmışım. Bu ülkenin insanı bezdiren tuhaf bir sistemi var. Böyle yazılar yazarak o istediğim hayata hiç kavuşamayacağımı idrak etmiş bulunuyorum. Öyle bir hayatın bedelini ödemek için yirmi yıl çalışmış olmak da yetmiyor. Yönetmenin veya yönetilmenin sıkıntılı zorluğuna katlanmak, ‘sipariş’ yazılar yazmak, hatta çirkin siyasi kavgalara karışmak, hatta bazen epeyce ‘hafif’ olmak da gerekiyor maalesef. Nedense o zaman sahte bir biçimde ‘görünür’ oluyorsunuz ama aksi gibi ben o ‘gücün’ beni görmek istediği gibi olmak fikrinden pek hoşlanmıyorum. Üstelik bu sisteme isyan edebilecek kadar özgür değilim. Ne olacak şimdi?

Birilerini sığ bir yaklaşımla ‘paketleyen’ yazarları neden her gün ısrarla okuduğumu soruyorum kendime. Bana ne bu insanlardan? Ben siyasetin hayattan kopuk olduğunu hiç düşünmedim ve elbette o tercihlerin hayatta durduğumuz yeri, kim olduğumuzu gösterdiğine ve bu tavrın önemine inanırım. Ama belli bir gücü elde etmek, tuhaf bir biçimde değişime direnmek uğruna insanın olduğundan daha farklı davranmasını, yazmasını da biraz acıklı buluyorum doğrusu. İnsanlar artık ‘basit’ olabilmenin kıymetini unutmuş gibi davranıyor. Her gün köşelerinde birilerini ‘bir şeyci’ olmakla itham edenler, neden net bir tavırla iyi ve doğru olanı savunup, kötü ve yanlış olanı vicdanla, kalple, adalet bilinciyle eleştiremiyor? Neden bu kadar zor?

‘TUTKU BANA EGEMEN OLAMAZ’

Boğazın ışıldayan tepelerinde içinden eriyen kırmızı bir mum gibi gökyüzünde asılı kalmış dolunaya bakarken işte böyle pek de eğlenceli ve ‘romantik’ olmayan düşüncelerden kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Bir de ‘tutsaklık’ kötü bir şey diye söylenirken yemekten ziyade seyretmeyi sevdiğim iri, şehvetli kirazlara bakıyordum o sırada. Sonra aniden Kazancakis’in ilkel, köylü Zorba’sı geldi aklıma. Zorba filmi de yapılan o romanda ‘patron’ diye hitap ettiği dostuna özlem duyduklarından nasıl kurtulduğunu anlatıyordu. Çocukken parası olmadığı için kiraz alamıyormuş, her gün o kirazları düşünüyor ve bu rezillikten utanıyormuş. Bir gün babasının cebinden çaldığı parayla bir sepet dolusu kiraz almış. Bir çukurun içinde midesini doldurup hepsini kusana kadar yemiş. Sonra büyüyünce şarap ve sigara için de aynı şeyi yapmış. “Hâlâ içiyorum ama istediğim zaman ‘harp’ diye kesiyorum, tutku bana egemen olamaz” diye anlatıyordu tutsaklığını. Ona göre insan böyle kurtuluyordu bağımlılıktan, zevk düşkünü ya da keşiş olarak değil.
..

Devamını Oku
Vedat Aydemir

Ne sevda, ne aşk, ne tutku,
Ne hazin, ne acı, ne karanlık,
Ne bir rakı şişesi, ne bir sigara paketi,
Ne de bir alyans parmağındaki
Sen yoksun
Uyumuyor şehir.
Boş bomboş her yer
..

Devamını Oku
Ozan Kaymak

Gecenin serinliğinde...
Kuzey rüzgarlarıyla dolsam odana...
Serince sokulsam yanına...
Ve nefesini beklesem...
Erimek için karanlığında...

Zor olduğun kadar güzelsin...
..

Devamını Oku
Mehmet Ali Özsoy 1

Bir halk toplam üç kişi bir sen, bir ben, bir de o

Bir direniş, tutku dolu ama adam gibi

Öyle bir sadakat ki kazılmış üç mezar

Daha hayata yeni başlarken
..

Devamını Oku
İbrahim Değerli

Belki üzülürsün, sakın sen duyma
İçime aşk düştü yakarcasına
Ellere bakıp ta şeytana uyma
Sevenlere nispet yaparcasına.

Kalbimde kelepçe, gönlümde kement
İstersen sevgimi, al sen mamur et
..

Devamını Oku
Nami Keskinbora

ESİN, İLHAM PERİSİ

O mu uyuttu beni, ben mi uyuttum bilmem,
Otuz yıllık aradan sonra uyandı perim,
Ben mi küsmüştüm ona, o mu bana bilemem,
Darılmıştık, sayende barıştık biraderim.

..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Kar beyaz gecelerde sıkışır canım
Üşür bizsiz sevdam, titrer o ölüm.

Haldeki an, yaradandan şekil bir bölüm
Aslına yüz tutmuştur sevdam, içteki bu ölüm.

Halime koyman beni, ah vade zarda ahım.
..

Devamını Oku
Yusuf Değirmenci 3

Amasya içinden akıyor ırmak
Bizde alışkanlık dostu kayırmak
Gönüldeki tutku beraber olmak
Sevgiyi,dostluğu gör borabayda

Gelene dost diye açılır kucak
O kucak ki sarılırken sım sıcak
..

Devamını Oku