''... sessizce birikmiş tüm yaralar yürekte rûşendir,
vazgeçilecek olsa bu iftirak nedendir! ..''
Salıyorum yüreğimdeki ince kanatları kuşları,
İhmâle uğrayan beklentilerimi sarıyorum harflerin sessizliğine,
İçimdeki çocuksu özlemle durmadan harcağım gülüşlerimi,
Sana adıyorum...
Bilmiyorum giryân olmuş ruhumun nasıl tecelli bulacağını.
Duâlarımın sesini kısan âh'lı bir sancı var ulaşamadığım gizli bir yerlerde.
Mahcup edâlı ahrâz günahlarıma fısıldanan bir ses:
ALLAH yeter!
Rahmani yansımaların çeşitliliğine bulanmış bir âlemde,
Nasıl da rastlaştı gözlerim gözlerinle,
Sonunu bilmeden okumaya devam ettiğim dertli bir kitap sayfası gibi
Çevrilirken kaderin yapraklarından tane tane.
Sözüme işlenmiş tüm mutluluk sıfatlarını
Mürekkepvâri boyuyorum...
Tutunuyorum ellerimi tutamayan o ellere,
Bir anda kalabalıklaşıyorum
Öksüz tebessümlerime yetim bakışlarını sürüyorum.
Karanlık bir gölgede mırıldanırken adını,
Sessizce biriktirdiğim düşlerimi çıkarıyorum cebimden,
Ellerim,
Ellerim üşüyor,
Tut artık onları.
Arz- u Hâlim aşikâr keder yüklü yapraklara,
Savruluyor maraz bakışlı hâlim bahardan,
Esen bir rüzgârın ağırlığı biniyor omuzlarıma,
Hezimete uğruyor dizlerim, bulutların heybeti altında
Yudumluyorum sensiz kalan bu faslı usulca,
Kırık dökük düşlerim ayan beyan sana
Bana bir umut bağışla,
Bağışla ki kapansın ümidimin kanayan bilekleri.
Arş'a uzanıyor gönlüme değen her hece,
Gayya kuyusu kapanıyor..
Uyanıyor uykusundan yediverenler.
Azâde bir masal dolanıyor ayaklarıma,
Niyeti belli cümlelerin, yazıldıysan eğer alnıma,
Tut ellerimden
Seninle cennete gidelim.
En uzak sürgüne müptelâyım, sana en yakın hislerden.
İçim mübareze,
Viranım,
Yılgınım...
Ey! Sesimi işiten sâlik.
Linç ediliyor ruhumun ara sokakları seninle,
Hain bir ayrılığın soğuk ateşine düştüm,
Kekremsi bestelerin dimâğıma bıraktığı lüzümsuz tatla baş etme korkusu,
Saplanıyor bağrıma büyük bir töhmetle...
Helâldir gönlüme girmişliğin,
Neftiye çalan bir defterde ifşâ olduğundan sana bu aldanışlığım.
Ta kendisiyim bu sesin,
Çarmıha gerdim benliğimi,
Bir sahra ortasında çatlamış dudaklarımın arasından derin bir sızı dökülüyor,
Katili benim bu sevmenin, ayyuka çıkan isyânların topukları sancıyor.
Kertesi asma bahçesi göğün,
Eteğimdeki taşları seriyorum, keşmekeş bir firâk avuçlarımda titriyor.
Kör bir düğümle bak kimsesizliğime,
Heybemde aklımı meşgul eden sebepsiz sorular var.
Haydi
Tut ellerimden de
Yeşermesin ayrılıklar...
Ömrüme denk gelen en nâzlı hüznümle,
Seni
Alıp gönlüme,
Gidiyorum.
Kayıt Tarihi : 17.5.2013 13:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Beyza Alioğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/05/17/tut-ellerimden-54.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!