Tut Elimden Şiiri - Erdal Yılmaz

Erdal Yılmaz
350

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Tut Elimden

Bir yanın Avrupada,
Bir yanınla Asyadasın,
Güzelce bir coğrafyada,
Dört mevsimi yaşarsın.
Selimiye, Sultanahmet,
Kıvrım kıvrım sakaryasın,
Maviliklerine vurgun,
Benim aşkım sevdamsın.

Erzurumda bar tutarsın,
Elazığda çayda çıra,
Erciyes, Palandöken,
Hasandağı, Ağrı Ilgaz,
Dağlarım var sıra sıra.
Üç taraflı denizlerim,
Nerde böyle güzel doğa,
Doğusunda üşürsen sen,
Güneyinde koş sıcağa.

Kalelerim, burçlarım var,
Halayım var horonum var,
Medeniyet, beş bin yıldır,
Benimle yaşamış bir yâr.
Kurmuş atalarım benim,
Nice imparatorluklar,
Bayrak gölgesinde yatar,
Malazgirt’te bahadırlar.

Tut elimden, koş benimle,
Pamukkale, efese,
Yudum yudum, sevda yüklen,
Aşkını anlat herkese.
Mavi gözlü sarı saçlı,
Sevgilimden aldım buse,
Gidelim gel, biz birlikte,
Mevlana der, gel bu sese.

Türküm, türküm, türküm, türküm,
Benim güzel, güzel türküm,
Seni söyler aşık olan,
Dağdaki çobanım kürküm.
Sevecekler bu şarkıyı,
Her tarafta benim türküm,
Karadeniz hırçınlaşır,
Dalgaları büklüm büklüm….

(19.06.2006-KAYSERİ)

Erdal Yılmaz
Kayıt Tarihi : 16.4.2007 18:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İnsanın kendi şiirleri üzerine bir şeyler yazması zor bir iş, ancak bir kaç cümle önsöz gibi bir şeyler yazmam gerekirse; babamın bana yıllar öncesinde söylediği ve hala kulaklarımda uğuldayan sözlerini önsözün başlangıcı yapmam uygun olacaktır… Lise yıllarımdı; babam (şair Fazlı YILMAZ) , şiir denemelerimin bulunduğu defterimi bulmuş ve bana “oğlum gel bakalım buraya sen şiir’mi yazmaya başladın, aferin oğlum iyi bir iş yapıyorsun ancak bu yazdığın şiirler bende şöyle bir izlenim bıraktı: karasabanın sapını tutmuşsun tarla sürüyorsun ve giderken de sanki konuşarak arkanda dümdüz bir iz bırakmışsın birazcık ölçülü kafiyeli yazsan iyi olur…” demiş şiirlerim onu tatmiş etmemişti. Çünkü ona göre şiirlerim; ufka doğru uzanmış düz bir çizgide giden ve giderken de konuşan kişilerin ölçüsüz konuşmaları idi… İşte bu konuşmalardan oluşan şiirlerim; Gençlikten Çarpan Kalbimden Çocuksu çırpıntılar ve ilk esintilerdir. Bunlar; ortaokul yıllarımda başlamış ve gönülden, samimi, katkısızca anlamlı veya anlamsız olan esintilerimdir… Şiirler bazen gerçek yaşanmışlıktan esintiler olduğu gibi, hayali yaşantılardan da esintiler olabilir. İşte benim şiirlerim de böyledir. Gerçek yaşantımdan esintilerle beraber, hayali yaşantılarımdan da esintilerdir… İnsanın ömrü boyunca yaşantısı bir devirdir. Bu devir içerisinde; çocukluğu, gençliği, bekârlığı, evliliği, acıları, kederleri, ümitleri, ümitsizlikleri, zenginliği, fakirliği, sevgileri, hayalleri sığdırılmıştır. İşte bu bir hikaye’dir. İnsanın hikayesi… İnsanın bu yaşantısının herhangi bir anında hikayesi susabilir. İşte benim şiirlerimde de, gerçek veya hayali hikayem bir an geldi; Gençlikte Çarpan Kalbimdeki Çocuksu esintiler, Bir Devrin Hikayesiyle susuverdi… Yıllarca susan çocuksu esintileri artık gün ışığına çıkarmak istiyorum. Hayatın şartları içerisinde çocuksu esintilere kapalı, katılaşmış ancak insanlık sevgisine açılmış kalbimi çocuksu esintilerimle barıştırıp, birleştirmek istiyorum. Ve istiyorum ki bundan böyle sevgiler doğsun…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Erdal Yılmaz