Hayatın neresinden tutsam elimde lime lime kalıyor her parçası.Toptozlu raflarda olan geçmişimi geçiriyorum parçalardan birisiyle birlikte avucumun içerisine eviriyorum çeviriyorum yüreğimin en dibinde o anı arayıp bulmaya çalışıyorum.Bazen unutkan olmaktan çok korkuyorum bazen ise unutkan olmak yaradanın bana bahşettiği bir hediyeymiş gibi görüyorum.Ama korkuyorum unutmaktan en kötüsüde hep iyi anıları unutmaktan kötü anılarla baş başa kalmaktan bu lime lime olmuş hayat iplikleri içerisinde.Suskunlukların,pişmanlıklarım,hatalarım,keşkelerim dağ oldu birikti gitti önüm sıra.Umutsuzluğun en dibine vurduğumda hayat yokuşlarında patinaj çekti hep hayallerim,isteklerim,beklentilerim,aşklarım,sevgilerim ve daha niceleri…
Sevdanın neresinden tutsam kan revan içerisinde alıyorum hep cevabımı.bomboş acil müdahale odalarından topluyorum yüreğimi ilk müdahale yapan yok aşk kaybından kaybediyoruz zatımuhteremi.Kaybediyoruz, arkasından ağlayanı yok,kaybediyoruz arkasından helal olsun diyeni yok,kaybediyoruz bir avuç toprak atanı yok,kaybediyoruz her yitik umutsuz aşklar gibi onuda umutsuzlar mezarlığına defnediyoruz.Feryat figan gidiyor gitmesinede ne duyan var ne gören ne de bilen ölenin kimin sevdası olduğunu… Dedim ya yitik sevdalar umutsuzlar mezarlığına gömülür isimsiz milyonlarca sevda mezarı vardır orada.
Çocukluğumun neresinden tutsam bir tebeşir izi bulaşır elime…Benim zamanımda çocukluk sevdaları bir tebeşir kadar gerekliydi.Benim zamanımda çocukluk arkadaşları çamurdan yapılan fakat yenmeyen pasta kadar lezzetliydi.Benim zamanımda yaşam eve girmemek için koskocaman gözlerden akan gözyaşıydı.Benim zamanımda umut topumuzun arabanın altına kaçıp büyüklerin bizim için almasını beklemekti.Benim zamanımda sevgi bir dilim yağlı ekmekten ibaretti o yüzden çocukluğumun neresinden tutsam bir hüzün bulaşıyor elime…
Yılların neresinden tutmaya çalışsam tokat gibi iniyor tüm gerçekler.İsrafilin üflediği bir kıyamet çığlığıyla uyanıyor evren yeniden yepyeni…Mülteci isteklerle gelgeç yıllar yaşanıyor…mevsimler 4,5,6 yı geçiyor gün içinde 9 mevsim yaşatıyoor yıllar…Toprak kokusuyla uyuyor uyanıyoruz neden diye sormayacak kadar hissizleşiyor,ıssızlaşıyoruz…Bir de bakıyoruz elimizde kalan liğme liğme hayat,kan revan içinde kalan sevda,tebeşir tozuna bulanmış çocukluk,tokat gibi gelen yıllar bizi yolun sonunda onca karkaşa içerisinde sükunetle bekliyor ve uzattığı zeytin dalını almamız binminnet rica ediyor…Hayatın elinden alacağım son şey ise sadece bir Zeytin Dalı oluyor….
Sevtap GümüşayKayıt Tarihi : 9.4.2013 03:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok duygusal bir yazıydı. Tema, bölümler arsındaki bütünlük, dili kullanmadaki becerive akıcılık yerinde. Kutluyorum güzel kaleminizi sevgili Sevtap' cığım. Nicelerine...
TÜM YORUMLAR (3)