Kırık rüzgarların tımarlandığı bahar
Uysallaşır deliliği sözcüklerin
İki yüzlülükten arınmış suratını bırakır / Turuncu
Yanılgısız mektuplar tutuşur hasrete
Yol arkadaşlığına gelir dolunay
Sessiz sedasız bir kayboluş biletidir şehir
Kör sokakların açığa çıkardığı korku
Muhacir rüzgarların heybesinde sakladığı muska
Zamansız iç çekişlerin çizdiği kabartı
..
Bölüp koparttım uykuların ucundan
Tedirgin oldu hiç yok yere çocukluğumuz
Birazcık kırpıldığında saçları / sevinçlerin
Kopukluklar dikilir başımızda
Çoğul bir asilik boylanır, turuncu diyarından
İçimiz kibrit kırığı.
Hiçbir rüzgarın uğramadığı yanıklığım
sevdiceğim.
Düşünme benden başka hiçbir şeyi.
..
Asıl şimdi ölmeliyim /umarsızlığımda.
Fincanın kulağına dokunur turuncu..
Irmaklar geçer aklımızdan / çocukluğu sal yaparak
Özgür bir ülke hayal ederiz
Hiç olmadık koyağında bulutların.
Yıldızlar kadar çok özleriz avuç kokusunu.
Asıl şimdi dolaşmalı ayağım ayağıma
Bozkırın eteğinde ki ateşe düştü gönlüm.
..
Rüzgar
Tüylerini yolarak çitiliyor kuşluğu..
Ağzının balkonuna tırmandığında kalp
İçimden bir ses hopluyor sabaha
Çapak tükürüyor çocuklar
Yolda kalmış hüzünleri hırpaladığında aşk
Turuncu çığlıkların sürtüğündü karlı tan
Hayıf aldı çakmaktaşı / cavlatarak omzundan yıldızları
Tek harfle yazdığım mektup / gülden kağıda
Önsözünde aşktan bir paragraf / ıssız bir volta
..
bozkırın avuçlarında özgürlük
hereksiz acılara sürtünür rüzgar
denizci ıslıklarla çizeriz
sonsuz kuşların resmini
iki kıyıda elçidir hüzün /umarsız
ah serçe hangi çizikte noksan gök
hangi yamaca meyilli mutluluk
döker bulutsu teleğini mum ışığı
gönül boşluğuna yapışır ebedi annelik
..
Ölümcül inançlarımız gibi sabittir
Gözlerini üzerimize çivileyen turuncu.
Mum ışığının güzelleştirdiği şarap esrikliği
İnce belli bir bardakla dertleşir, asma yaprağı.
Üf ne kırılgan gecelerin sıcaklığıdır bu.
Aşk ısırır, şiirin çıplak omzunu
Ağzımın kırmızısına bulaştı, can suyun.
Masumiyetin göğünde kanat çırpar serçe
Bir kıvrımından diğer kıvrımına titreyişlerin
..
uyku ranzalarını boğazlayarak geçinir hüzün
unutulmuş bir muska gibi mavidir şehir
yırtıkların yanına yapışır çığlıklarımız
avuçların ötesinde kına sokağı / kızılı çitiler kuşluk
kışkırtıcı baharların loğladığı turuncu
hiç inanmam, yabansı gülüşlerin ırmağına dökülen ay ışığına
bir kitap molası, arada kalan istasyonlar
satır aralarında güzelleşir naz
..
Ay ışığının döşüne sakladığı gül,
Ölümüne yazılmış bir mektubun son harfi.
Yarım yamalak aklımızda tuttuğumuz lacivert
Usul
Daha usul akıyorsun
Hüzünlü bir nehrin serinliğine..
Eski dünyasına kanat çırpıyor turuncu.
Yağmur damlasına tetiklenen mayın
Ürkek serçe
..
Berrak şafaklardan kopup gelen secde
Ağrı bohçasını hafifleten rüzgar
Mutlu öykülerin tavana astığı avize
Durula aşağılık sokakları
Hüznün eteğini sürterek volta attığı ıssızlık
Gülün koynunda ağarır pembe
İçsiz mektupların ayağına dolaşır / duygu
Aynaların geri vermediği tebessüm
Yüz görümlüğünü göz kırparak dokur yıldızlar
Burnunun ucuna yerleşir ilk buse kervanı
..