Trabzon hurması ağacına döndüm
Tüyüm tüsüm döküldü, yapraksız kaldım
Yine de meyvaya duruyorum bu cıbıl halimle
Tepeden tırnağa
Turuncu turuncu
Kütür kütür
Bu benim sonbaharım
Bu benim son gürlüğümdür
Güneyden mi geldin böyle, nedir
Portakal kokusu avuçlarında
Bu limon çiçeği ne saçlarında
Söyle durur mu o sıcak sihir
Turuncu renklerle dal uçlarında
Sonra turuncu hikayeler anlatmalısın bana.
Gölgesinde portakal ağaçlarının.
Ve dökülmeli üzerimize
Portakal çiçekleri.
Turuncu minderler üzerinde uzanıp seyretmeliyiz
Turuncu gökyüzünü.
Beni sorarsan iyiyim
hemde nasıl...
suyunu sıkmışsında portakalın
eline turuncu bulaşmış...
su gibi bir ferahlık lazım
turuncu elimden alsın.
Gün batıyordu turuncu.
Deniz de vardı mavi,
Senle ben "turuncu mavi"
Dünyanın en uyumlu iki rengi.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni!
(08.11.2014 / Ada)
- Titanik gemisinin bacaları hangi renkteydi...?
1. Beyaz
2. Siyah ve Turuncu
3. Gri
4. Siyah ve Beyaz
5. Beyaz ve Turuncu
6. Siyah
Bir sarhoş ezgi
Vurdu gece yarısını
Ve bir martı
Basıverdi çığlığı.
Korkuluklar korkup
Birbirine sarıldı
Mum titredi.
Ama ne güzel ki
Gece hala turuncu...
Ah ben
Sonbaharda
Düşen yapraklarda
Güneş batarken
Gökyüzünün dibinde
Senin saçlarında
Turuncu
Benim tutkum oldu
Gözlerimdeki renk oldu
Senin saçlarındaki turuncu
silerek tüm acabaları
bir fırça darbesinde
batırarak kaygıları
denizin bittiği yerde
beklentileri gömüp
unutarak adresini
mavi / turuncu
turuncu / mavi
bir döngü de
yitip gitmek
Açın fikrimin göğünü
Turuncu uçurtmamın
kanatları hazır
Artık uçabiliriz..
Sesin uzanmış yatıyor
Bir acem borusu çiçeğinin içinde
Uyuyor mu demeliyim uzanıyor mu
Ağdasını almış turuncu bir uyuşukluğun
İki göz turuncu kelaynaklar havada
Ağaçlarda burun mavi dallar sallanır
Yapraklar sebep olmuş asılı kalmış havada
Kuşlar konmasın yeşil yaprakları koparır
Biz seninle batmayan bir güneşte buluşacağız
Mavi atlarla yürüyeceğiz turuncu denizlerde
Bekle, en sonsuz sarı birleştirecek bizi
Saçlarımda kardelenler, ellerimiz en beyaz renginde.
Kırmızı, mor, turuncu, renkli renkli ipler var…
Her biri bir köşede, içi kofça küpler var…
Velhasıl her çeşitten varlıkla dolu dünya…
Türlü türlü insanlar çeşit çeşit tipler var…
Yazları kolaydır aşık olmak
sıcak kum, turuncu güneş, ılık meltem
Sıkıysa kışın aşık ol
kar ayazı rüzgar üstüne üstüne eserken
Nerden doğduğu,nerden vurduğu belli olmayan güneşlerin
ellerin sarı,turuncu,beyaz yakamozlarında
alırken içine aklını,döndürerek başını döne döne
yaslardı başın kendi omzuna,bir hüzzam girdabında.
Beyazıyla bulutu,
Yeşiliyle armutu,
Turuncu çiçeğim,
Rengarenk kalemlerim
Metristepe’den yükselen turuncu yarım ay,
Seyredip görmek lazımdı görmek, vay anam vay...
Bir yanda anıttaki süluet, bir yanda ay,
Görülmez hiçbir yerde, bu muhteşem olay..
ŞAİRcik, Ahmet Necat UCUR, Bozüyük
11.11.2011 23/11
gel seninle
mavi güneşler ekelim
turuncu sabahlara...
morcivertlenirken gün
saçlarım yüzünü örtsün
çocuk bakışlarımı okşarken sen...
Ki o sensin
Gözleri buğulanmış bir kuytusunda turuncu akşamın
Usu yangı düşü kızıl
Ki o benim
iki elim iki mendil..
Kırmızı, sarı, mor, pembe, turuncu, mavi, yeşil
Her renk güzelleştirdi dünyamızı
Renkler olmasaydı dünyamız ne hale gelirdi diye herkes düşünüyordu belki
Renkler dünyamızı güzelleştiren bir ışık gibi parlıyor
O ışık gelirse kalbimize gelecek
çok zenginim
ben aslında.
park bekçiliği hobim
onun için hep burdayım
turuncu tulum giyinirim
Turuncu sokak lambaları
Gülüşünün kötü birer taklidiydi sadece
Ve,
Benim bile bilmediğim bir ben şehrinin
Sensizlik sokağındaki
Sen gidince bensiz kalan evleri aydınlatamadı.
ben
aydınlıkta unutulmuş bir mum
yalnızlıktan titreyen
ışığım koca gündüz için
ayva tüyü bir diken
07.11.2009
Yalvacın sırtlarında
badem ağaçlarının sohbetindeydim yavaş
gün bulut gibi ağır ağır ilerliyor
tilki ağır, oturmuş turuncu üzümüne bakar
hüzünlü
güneş sultandağlarından doğuya doğru devriliyor
garip
eğilip içesim var bir önceki yağmuru
Turuncu ve güleç
El kadar oğlumaydı
Arsızdı kirpiklerim
İzin almadı;
Şefkatine dolandı.
Şaşırdı, soğudu, yaşlandı.
Özlemim utandı.
Kibrite davranınca kül
Nasıl yandığını hatırlayan ateşle eşdosta
Bağrı delik deşik gazellerle hoyrat okur, ömrü aşka yanan kandil
Dallarında güzler eserken rüzgarın
Ve eski turuncu,
...taze baharın
Seyfi Karaca.........Kasım / 11
isim:özlem
şehir:gözlerin
bitki:kulaklarına küpe yaptığım çürük kirazlar
eşya:turuncu papatyalı tokan
artist:mutlaka ibrahim tatlıses
hayvan:ilk çocuğumuz sarman kedi sultan
ülke:soner abinin duvara yazdığı
'tam bağımsız türkiye'...
Hava ağarmaya başladı önce,
Bulutlar pembeleşti sonra.
(Belki de turuncu pembe) ,
Kuşlar telaşla uçmaya başladılar.
Sesler çoğaldı.
Bitmek bilmeyen geceden sonra,
İşte sabah!
Hayallerimle gömün beni
Sağ yanıma ilk aşkımı
Sol yanıma sonuncu
Üstüme güller dikin
Beyaz kırmızı
Bulursanız birde turuncu
(BANDIRMA 10/09/2000)
GÜLÜŞÜNDE SAKLA BENİ
Şimdi zaman sensizliğin ertesi
Sana hasretimin perdesi
Saatler durmuş zaman boşlukta
Yok et acıları,
Turuncu akşamlarda
Gülüşünde sakla beni...
Öleceksem
Saat 5 i göstermeli
Mavisi düşerken gökyüzünün
Güneş denizle birleşirken ufukta
Turuncu bir renk alır ya hani her yer
İşte o zaman ölmeliyim
Herkes o anı izlerken
Ben sessizce gitmeliyim...
Onlar giderkendi
Aykırı çocuktular
Dağdılar
Kırlangıçtılar
Bu turuncu senin bu mavi senin dediler
Bir laciverdi anılar bıraktılar
Çok asık yüzlü buluttular
Yağmurlar için erkendi
Anımsarsın onlar giderkendi
Öyle bir ağaçtık ki…
Gövdesi ben yaprakları sen...
Asırlık çınar kadar sağlamdık
Doğayı kıskandıran renktik
Turuncu…
Gün geldi
Ben odun oldum, sen oduncu…
Dün kırdım seni
Agır sözler sarfettim
Bugün özür günü
Beni affettin
Güllerim vardı soldular
Umutlarımı başka bir bahara koydular
Adıma turuncu yanına yanlızlık taktılar
Ve sonra herşey herkez hepsi yok oldular
bir gemi uğurladım limandan
tanımam kaptanını, yolcusunu
tunç misali bu turuncu sulardan
gemi üzgün, suskun ayrılıktan
gözgözeydik gördüm ellerini
yavaşça kaldırıp yorgun sulardan
bozdu denizin uyku vaktini
mavilerim soluyor
acımasızca
ben ki
ben
mavinin en derininde
sevdalandım
zamansızca
turuncu zamanlara
terasında güvercinlerin volta attığı
tentesinde kuşların cıvıldaştığı
bahçesinde çocukların
hayvanların oynaştığı
alabildiğine özgür
yüreği geniş
denize nazır manzaram
ve ufku açık
turuncu hayallerim
Sevgimi sunuyorum sana
Renk renk turuncu,
Mavi, sarı, yeşil, eflatun
Mor, kırmızı,
Sevgimi veriyorum sana
Çiçek, çiçek
Fesleğen, yasemin, gelincik
Sevgim uçuyor sana
Martı, güvercin, kanarya
Sevgim hep sana
İlham çiçekleri ek
Turuncu türkü söyle
Mısralar aksın tek tek
Ruhum köpürsün şöyle
Benim son türküm olur
Vuslat denilen şeyle
Dört biryanda duyulur
Zâr zâr inleyen neyle
Mavi rengi sevmem desen
Ne değişir ki?
Her şey mavinin içinde gizli!
Kırmızı, turuncu, sarı,
Yeşil, menekşe,
Lacivert ve mor renklerin,
Deniz ile gökyüzü arası
Mavinin tam ortası
Gökkuşağında yar oluşunu
Değiştirebilir misin?
Kırmızı mı
Siyaha boyadılar
Mavi mi
Körlerin görmesi serbest
Yeşil mi
Üstüne örtü örttüler
Beyaz mı
Kolay saf dışı oldu
Turuncu mu
Önüne duvar ördüler
Turuncu bir top
Kayıverdi ellerimden
İki kez zıpladı
Dolap altı, divan altı..
Bulunanlar; biraz toz,
bir de kedi patisi
Işık alazı renkliydi
İvmesi düşen bir-iki heyecan
Tozlanmış hüznüyle kaldı aşk
Yumuşak, boyun eğilesi, tehditkar..
Her günün altın kandilli ufkundan
Kalbim sana yürür turuncu sulardan;
Sabır ey canan!
Yolları tutmuş zalim zaman
Geçilmiyor Samanyolu’ndan
Burçlara haraç bırakmadan…
rüya içinde rüyalarda
doğruların yolundayım,
yoldaşım.
dervişler kıraathanesidir
yerim yurdum..
askıda turuncu montum,
Balatlı
kendi halinde
bir meczubum.
adım Yaşar,
Çölde fırtına;
Rüzgarın dansı kumlarla,
zor işler.
Turuncu kelebeğin,
cilveli raksı aşkıyla;
Olağan işler.
Ya insanın aşkı, insanla...
Yasakla, dayakla!
Değirmende döner taşım
Sevda değil bu bir hışım
Değirmenden fener aldım
Ben o yare neler aldım
Değirmenin bendi miyim
Ben o yarin dengi miyim
Değirmenci döner taşı
Umut damlalarım güneşle vuslatta;
Gökyüzünde gökkuşağım belirdi.
Sarı; sıcak sevgimdi.
Turuncu; tutkumdu.
Kırmızı; asiliğim.
Yeşil; huzurumdu.
Mavi; derinliğimdi.
Morla pek işim olmadı.
Kaydım gökkuşağımda
Yere inerken hayallerimleydim.