Kırılı kentlerinde uçurtmalarını içinde unutan iç çocuğun gölgesiyim korkma bende.
-Kanadını aşkın gül ağacında kıran bülbülün sesiyim.
Duyma beni.
-Adı gömülmüş umutların şehriyim. Üstüme başkent kurulmaz sen perilikten çıkarsan.
Bırak köyümde kalsın aslımın azizliği.Bırak içimde kalsın, içyüzümde gerilmiş y’okluğun.
-Bırak seni vursun son bakışın.
Kendine ölürmüş kader, sonra kedere kafiyelenirmiş. Sonrasızlığı ütülermiş düşürlmüşlük.
-İşitsel bir bağa akıyorum.Görsel bir selin solunda kaya olup uğruna vurula vurula geldim.
..
Her seher boğaz sularında sensizliğe yıkanır, yakınır içsel dalgalarım.
Yosunların benime dolanır, gelirsin sahilime deniz analarıyla.Andıç yemiş bir iletişimin sularında seni yazamıyorum asıllarım kirlenmiş, atık sevdalar karışmış bir sensizlik denizindeyim.Her anım kirli isteklerle akıyor ama senin denizine doğru dizginleri kopmuş aşkın yunusu olmak dışında çarem kalmıyor.
Gelişler eskisi gibi ılık değil.Seninle gelen efsunlu rüzgâr saçlarımı ve suçlarımı dalgalandırıyor. Açık kahveye boyadığın saçların vedaya açılmış gibi yüzüme vurur. Yar beni tarar mısın saçlarınla, özlemlerinle… Tarak uçlarına sevgimi ekledim ki saçlarının kökünden beynine iletilerim rahat gelsin diye.
İz ve söz bitmez aşka sen ancı, yeni bir bahara beni yeşert. Ah yeşilim, gül nazım, sevdalım, bahara sunaklı sultanım, gecemin yıldızı,sözlerimin sözlüğü baharımda har var.Kurumuş özlemlerimin toprağına sevgi buhurlarında damlalar aksın.Mahmuzları ışıl ışıl gözlerinle şıklansın hayat.
Yedi bulut çığlıklarına dörtnala koşuyor yıldızlarım.Hazlarımın hazır dokunuşlarından koşular yapıyoruz senle senli olmanın son anında.
Heybemizde kavuşmanın bütün erzakı,biraz çok özleyen benden arta kalan sevgiyle ağırlık kazanıyor buluşmalarımız.
İmkansızlıkları aşıyoruz, gündüzleri karışlıyoruz aşk ile karanlık arasında bir yıldız konuk oluyor mavi gözlerine.Kara sevdamın haritasından,kararsız kayıplar kayıt oluyor sözle,gözle, özle sen arasına.
İçimizdeki olmazlar,olurların yangınlarına yanıcı, gidici özlemler oluyor.Ben sana yanıkken,yangınların bana ders vermesinin anlamı yok ki gülüm.Ölümsüz bir koşul bizi koşturur özlemlerin gün karasına.Mutluluğun ülkelerinde beni seni kraliçem seçmişken,yürek yüreğe sarılmışken ne engel olabilir?
Delirmiş engeller suflenmiş rüzgar taşıyor aşkın imparatorluğuna Suskularımıza değiyor hafif meşrep gitmeler.Surlarımın saçakları buluşma angınlarımızla kayboluyor. Sevda dedikçe,gülüşlerin gibi yıldızlar da yerleşiyor yar_yüzümüze.
Oltalar atarsın Yusufi derinlerime benimden yemler olmalı ki takılı kalıyor ağır sevdalı olta uçlarında.Sevinirsin işte sular susun biraz, artırın maviliğinizi ben aşkımı yakaladım...Artırın dalgalarınızı,benim aşkım yunus kokar, benim aşkım Yusuf kokar, benim aşkım mecnun değil.Çöl görmez,serap yaşamaz.Benim aşkım biraz, derin, biraz benden öte.
..
Ruhumun yırtık ağlarına içimin tümcelerini yazdım.Kendi yalnızlığımın kahramanıyım.Düşlere daldığım,dalgalarına yazdığım cümlelerini hangi balık hafızan yedi.Öpücük sularınla düzelt dalgalarımı.Şiir derinlerine büyüler süreyim, susamış içselliğimden akan pınarlarımdan eski yıldızlarımı topla.
Gidişlerin turuncu bağrında taş bağıllarımı bağla,ağla biraz sularıma yazdığın kitapları.
Esintilerin resmi varsa derle beni gayrı resmi çizimlerde, biz aşkın sesini dinlerken düşünüşlerimizin döngüsünde delirmiş özlemler yol açsın içten sevilere doğru.Yazıl biraz, yeteneklere.Şiir kal,dize dize okun bağımlarda.
Anılışları tetikleyen gizli sevişmelerin kafiyesini bulmadan yazılmak,şiir gibi tutkuların hecelerini bulmadan bitirmektir sevdayı.Oysa modern şiir gibi imgelerin yatağından senle çıkmıyoruz.
Anlamlar şölene kurulurken, okunuşlarımız şiirlere tematik ayna olurdu.Seni yazardım,seninle yazılırımdım içimin romanına.
Biz susturulmuştuk ustura uçlu demokrasilerde derin devletin şifrelerini bilmeden en sevdiğimiz, ulusal bilinci artırmak amacıyla bir intihar şölenine sunulurdu.Mevsim kıştı, 28 Şubat bitmişti.Beni en sevdiğim yürek devletinden sürmüşler. Ruhumuzdaki yangın yaşanmamış anların kutsi özetlerine kül olurdu.
Bütün acıların sorgularla köşe kapmacalarımıza kurşunlar yağardı,ihtilal oyuncaklarını sergilerdi diş bilenmiş aşk yazgımızın üstüne. Tehlikelere deniz sessiz vuruşlarla sırlarını resmederdi bilinmeyenlere doğru.Bilinen gerçeklerden, tanınmış özetler sunardık özündeki sancı aşka roman olunca.Seni okurdum içinden.Seni yazardım,acılarımla,gitmelerinle, sevmelerinle, gelmelerinle,bir ulusu özetleyen her ne varsa senle bütünler,senle akardım hayatın sularına doğru.
Aynı dönüşümlerin aynı alışımların, aynı sevilişlerin hayatın felsefe taşından bize kalan kalıntılar anıt olur,sana gelişimin Orhun yazıtları dikilmiş ki her eskiz bir yazıtta benli seni okuyor aşk.
Tutkuların suskularıyla sofalar üstüne saflar bağladığımız, yan yana ağladığımız mutlu bir gezintinin sırrında sen neden yoktun özlemlerimde. Lüp yüreklim, karanlık denizi ekler, dalışlar bilmeceyle sorumlaşır,sarımlaşır sensiz kirlenmiş sularıma.
Sözümüzün, gönlümüzün,açılışlarımızın, bekleyişlerimizin
..
Geçtim.
-Gençtim.
Seçtim seni…
Benim ömrüm deniz mavisiydi, benim sevdam gök mavisiydi. Hüznüm deniz mavisi kıyısında kaya rengiydi neden?
-Kaderin rengini sordu algıda çok bilmişlik.
Cevaplarla örttüm; ama üşüyen soruların vardı.Kaderin rengini sorup durdun.
-Oysa dünyanın en zor sorusunda hangi renk senin için bir cevap olur mu ki?
İnsanın kaderi rengidir, sen hangi rengi seçmişsen , o renk için yaşamalısın?
-Ben hep maviyi seçtim.Mavinin sonsuzluğunda kendimi buldum, kendime maviler seçtim.Mavişem olarak seni seçtim. Sende turuncuyu seçmiştin. Bir kadınlık rüyasını anlatan rengin içinde saklı hüzünlerin vardı.Turuncu en çok tavşanlar sever, o da havuca olan tutkusundan.
..
İmkansızlığın Özel Bağlacı ile Kadar Kaderdi Bana
Aşk virtüözü ile ayrılık tenoru olmuşum haberim yok yar.
Git gide gelgitlerini de benden sayacak kader.Bu alışık olmadığım sızıların sonrasındaki sonların sonesini yazmak bana düşüyor.
-Düşler dölleniyor senli gecelerin ay şavkına.Sayıklardım
Gözlerinin rengini.İlk bakışınla son bakışın arasında o kadar ara var ki yüreğim temizleyemiyor.
-Bir ölünün hatıra defterindeki yazgılar senden sonrasını anlatıyor.
Kopuşun hatıralarını yüklerdi aşk hamalı.Vav halinden elif olmaya gittiğin yeni huzurun gölgesinde benli karanlıklar var bilmiyorsun.
..