CEREN AYDIN TURUNCU ŞİİRLERİ

CEREN AYDIN TURUNCU ŞİİRLERİ

Ceren Aydın

Turuncu sen misin ben mi?
Hangimiz daha Turuncu?
Ben mesela; gözlerinin içindeydim
bugün Turuncuydum
Sen içinde misin,
dışında mı?

Ben Turuncu'yum
İçim de dışım da Turuncu
ben turuncunun ta kendisiyim
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

Gün batıyordu turuncu.
Deniz de vardı mavi,
Senle ben "turuncu mavi"
Dünyanın en uyumlu iki rengi.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni!

(08.11.2014 / Ada)
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

Ada'nın ovalarında yaşardım
Adımı Turuncu kız koymuştu sevdam
Toprak eker biçer
Bahçede sebze yetiştirirdim
Su kabaklarından saksılar yapar
İçine sardunyalar dikerdim
Beklerdim Mavi'mi günü güne ekleyip
Verandam da oturup yıldızlarla konuşurdum
Gözümden damlardı yaşım elimdeki elişine
Yanardı ciğerim buna ne çare?
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

yeniden doğasım var hayata
az biraz sancıyla
annemi babamı sevindirmek
yanında yaşamımdan bir yaş daha almak
bir tur daha dünya etrafında

yenilenmek
yeni bir can olmak var ya
egenin kıyısında ki
etekleri zil çalan küçük kız gibi
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

Yaşıyordum,
Kendimi arıyordum
Ben'den önce seni buldum
Ne güzeldin
Ne hikayeler yazdık birlikte
Anlatsak roman olur misali
Soframızda dereotlu pilav
Ve birde en sevdiğimiz biberli taze fasülye
Akşamları sobetimizi kahve mi şenlendirirdi
Yoksa kahve eşlik eder de biz mi şendik...
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

Hoş geldim…
Zaman ne kadar da çabuk geçiyor,
Neredeyse bir oldu sana sığındığımdan beri
Çok uzun yollardan geçtim,
Dağların dumanını araladım geldim
Hoş geldim

Seninle birlikte yürüyorum
Sen bana yangın, ben sana rüzgar
Her gün yeni bir gün
..

Devamını Oku
Ceren Aydın

Babil…
Yeryüzünün ilk uygarlığı, ilklerin ülkesi..pişirilmiş tuğladan evleri inşa edişler, bataklıkları kurutarak tarıma ve şehirlere katmalar, tarım arazilerini su kanalları ile sulamalar,
bilinen ilk tarım araçlarını kullanmalar… Yer Yer Babil, Tarih MÖ 3600 (Herkesin bildiği Babil) Dicle ve Fırat, o zamanlar iklim koşullarının etkisiyle şimdikinden daha çok su taşırlar, kuvvetle akarlardı. Geçtikleri her yere hayat veren bu ırmaklar, bölgeye bir de isim hediye etmişlerdir.

Mesos; "arasında" anlamına gelir. Potamos; ırmak demektir. Bu iki kelimenin birleşiminden meydana gelen Mezospotamus (Mezopotamya) , İki ırmak arasındaki topraklar anlamına gelir.
Dicle ve Fırat ırmakları, Bereket ve zenginliği, buradaki topraklara taşıyor, iklimi yumuşatıyor ve ılıman yapıyordu. Bu sayede her türlü ürün kolayca ve bolca yetişiyordu.
Mezopotamya üç bölgeden oluşur. Dağlık olan bölgeye Yukarı Mezopotamya, En önemli bölüme Orta Mezopotamya, nüfus açısından kalabalık bölüme ise Aşağı Mezopotamya denir.
Mezopotamya toprakları, savunmaya elverişli olmadığı için bir çok savaşlara sahne olmuş, çeşitli kavimler ve devletler egemen olmuştur. Pers istilasından sonra Babil ve bütün Mezopotamyada bir çöküş başladı. Yüzyıllar boyunca bu topraklarda savaşlar hiç eksik olmamıştır. Mezopotamya, geçen zaman içinde Perslerin, Romalıların, Arapların ve Türklerin egemenliğine girmiştir. Artık bu bölgeye ismini veren ırmaklar eskisi gibi akmamaktadırlar.

Ve yüzyıllar sonrasında günümüz, Türkiye…
..

Devamını Oku