Bir düş başlıyor şu sonsuz göğün maviliğinde
Ab-ı hayat yüklü bulutlardan müjde yağıyor
Toprağın her karışına.
Rüzgar savuruyor ardışık iki ağacın dallarını
Yaprakları bir türlü birbirine değmiyor.
Ademiyet ahvalinden zerre eser yok bu seyirde
Ne acayip şeyler görüyorum şu turunç sedirde
Ecel kuşunun ah ü firazı işitiliyor Arabi lehçede
Ama ne ağlamak ! Gamdan, kederden ayrı.
Tanırmış gibi, aşina gibi
Bir kız çocuğu gözlerimin ta içine bakıyor
Oturuyorum turunç sedirde, zaman akıyor
Ben içinde yokum akan zamanın
Seni ilk gördüğüm günde yaşıyorum hala
Bir el zamana kilit, gönlüme pranga vurdu
Can havli dedikleri hayatla ölüm arası
O mefhumda yaşıyorum
Ama ne yaşamak! Yemeden içmeden ayrı
Beklemekteyim seni turunç sedirde
Ağır ağır açılıyor bulutlar
Gökyüzünün de ardı varmış, görüyorum
Araladıkça didarını, kadim sırlara eriyorum
“Enel- Hakk ” diyen Mansur’u görüyorum
Ondan fazlaca yanıyor benim bağrım
Darı Mansur’dan hallice kalp ağrım
Enel – Can diyorum katlime ferman çıkıyor
Ben Can’ı bekliyorum canandan ayrı
Ama ne beklemek, cana yetti, dön gayrı…
Kayıt Tarihi : 1.11.2019 12:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı çalışmalar.
"CAN" CİN'İN ÇOĞULUDUR. BİZ CAN YERİNE RUH KELİMESİNİ KULLANIRIZ Kİ DOĞRU OLAN DA BUDUR.
HAYIRLI ÇALIŞMALAR.
TÜM YORUMLAR (5)