Turunç Öbek Budağı

Turunç öbek budağı, dalı yere eğilmiş (bağ bağa haydi, sır açalım)
Al bozma parçası, içim dile değmiş (can cana güzel, yüz gülelim)
Yârin yolu dumanlı, dağlar karartı kemlemiş (bağ bağa haydi, sır açalım)
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz mı (can cana güzel, yüz gülelim)
Giden geri dönmüyor, söyle nere n’eyleyelim

Çapa vurduk tarlaya, terimiz ekin oldu (bağ bağa haydi, sır açalım)
Her damla bir ah çekti, göğsümde diken oldu (can cana güzel, yüz gülelim)
Sen orda ben burda, bu hasret niye oldu (bağ bağa haydi, sır açalım)
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz mı (can cana güzel, yüz gülelim)
Dağlar araya girince, söyle nere n’eyleyelim

Geceler uzun gelir, sabahı zor sayarım (bağ bağa haydi, sır açalım)
Ay doğar çiğ düşerken, taşlara yaslanırım (can cana güzel, yüz gülelim)
Sesini rüzgâr getir, dinler de ağlarım (bağ bağa haydi, sır açalım)
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz (can cana güzel, yüz gülelim)
Anan baban peşimizde heves kalmadı nere n’eyleyelim

Bahçene yol kapalı, kapıda kilit paslı (bağ bağa haydi, sır açalım)
Güllerin boynu bükük, dalları hep yaslı (can cana güzel, yüz gülelim)
Bir selâm yollasam da dönmez geri sesli (bağ bağa haydi, sır açalım)
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz (can cana güzel, yüz gülelim)
Aman gönül dayan, yol uzun gecedir söyle nere n’eyleyelim

Dağlara sözüm vardır, taşına toprağına (bağ bağa haydi, sır açalım
Yol verir mi gurbet, düşer mi yâd yakına (can cana güzel, yüz gülelim)
Gönül sazı çalınır, tel değdi mi acına (bağ bağa haydi, sır açalım
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz mı (can cana güzel, yüz gülelim)
Tabutun dut ağacı söyle nere n’eyleyelim

İnsan bir göl gibidir, bulanır durulur mu (bağ bağa haydi, sır açalım)
Aşk dediğin ateştir, yanmadan bilinur mu (can cana güzel, yüz gülelim)
Yolcuyum ben bu yerde, yüküm hafif olur mu (bağ bağa haydi, sır açalım)
N’ider gönül n’ider, yolum yâre varmaz mı (can cana güzel, yüz gülelim)
İki can sevdalanmış, feleğin kılacı söyle nere n’eyleyelim