Turunç
Dönerdi başının üzerinde Martılar
Sen hep kendin olurdun ben de sen
Şeffaf bir kayık tabakta sunardı gün Turunç’u
Ebemkuşağı perilerinin aryalarıyla
Neydi sebep bi kez gülsek bi ağlardık
Biriktirirdim gözlerinden düşen şeffaf incilerini
Saklardım gün ışığından uzak
Sedef kakmalı çekmecelerimde
Som altından kaselerde kokulu buselerimle
Ahh daha kaç zaman kaç diriliş kaç düş
Kaç düşüş var kaç ölüş atılıp kör kuyulara
Sen her şehirden dönüşte
Mavi damarlı ipeksi ellerinde
Sepet sepet umut olurdu
Çıplak gider şehre dönerdin şehri giyinip
Başında sarı bir taç uzun yeleli saçlarınla
Kimlere baktığın gülümsediğin
Olurken dert üstüne dert bana
Sen hep kendin olurdun Yusuf yüzünle
Ben de sen
Çıplak ayaklarınla senin bana yürümen güzeldir
Kıyı sana sahil sana deniz sana yakışır kum sana
Tebessümün bende güzel gün doğarcasına
Hangi akşamın hangi gecesinde
Sen hangi yeni doğan ay
Aysın salınıp gezdiğini görmek istediğim
O gizemli saray
Ve Yusuf yüzünle sen hep kendin
Hep kendin ilahımsı
Akşamlar batarken camlarda güneş
Martılar başının üzerinde dönenirken
Şeffaf bir kayık tabakta sunardı gün Turunç’u
Yüksel Nimet Apel
16/Nisan/2015/Perşembe/Bodrum
Yüksel Nimet Apel
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 17.4.2015 00:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!