TURP
Bir zaman lar bizim evin önüne turp ekmiştik. Eyi de turp oldu.. Birgün necip Süleyman’ın garısı bize geldi.. tabağa tuz kattı bir dürümde ekmek aldı. Daldı tarlaya, Başladı turp yemeye.. ha yar, ha yer..
neyse bizim de hoşumuza gitti., anam babam, çocuklar eline ekmeği alan tarlaya dağıldı.. Fadime nenem yer, biz yeriz, fdime nenem yer biz yeriz, doyacağımız yok..
Hani dekeli ‘ ulan soğan, gavuştuğu verdi, gıvıştığı verdi dünyayı yedirdi demiş ya, aynen öyle’
En sonunda Fadime nenem: ‘Ülen halefendi dayı, hadi ben aş eriyorum da, size ne oluyor uşak, tarlada turp gomadıız..
Ulan uşaklar alınmayın ama
haydi onların çıkarı var, kimisi, hatram zade, kimi rüşvetçi, kimi filolar kurmuş armatür olmuş, kimin oğlu kızı gazete tv sahibi olmuş, daha dünün namussuzu şimdi kaşı keman olmuş da
size ne oluyor da böyle bubanız hazine bulmuş gibi sevinirsiniz.
Obama devlet başkanı oldu ya; Van’ın Gürpınar İlçesi Çavuştepe Köyü sakinleri ABD'nin 44'üncü Başkanı seçilen Barack Obama için 44 kurban kesip, davul zurna eşliğinde halaylar çekmişti,. İşte öyle bir milletiz biz.
Erdoğan seçimi kazandı ya, hadi sevinen seviniyor da, şu yoksullar niye seviniyor, aklım ermedei bir türlü.millete bakıyorum, bir sevinç, bir coşku, bir kibir. Sanki yarın maaşı iki katına çıkacak, sanki ülkenin 600 milyarlık borcu sıfırlanacak. Sanki yarın,açlık yoksulluk sınırındaki 16 milyon kişi, sosyal yardımdan bir şekilde yararlanan 23 milyon kişi el açmaktan kurtulacak. Sanki gavura satılan tüm fabrikalar, venezulla devlet başkanının yaptığı gibi patronları kovulup geri millileştirilecek.
Be anam bacım, onlar seçilmekle 10 yılda kazanılan o kadar villanın, yalının, katların, her biri milyonlarca dolar olan 7 geminin, bir işçinin 200 yıllık ücreti olan 700 000 dolarlık satin hesabını, hacıyla hoca efendiyle bir olup içeri tıkılan o kadar askerin subayın günahının hesabını vermekten, devlet kasasından soyulan 53 milyar eurao= yaklaşık yüz elli milyar tl nin hesabını kurtuldu. Hadi onları anladık da suç ortağı değilsin, rüşvetle alımış gemin yok, ihaleye girecek tüccar değilsin, peki sana ne oluyor bu kadar seviniyorsun..
Şimdi aklıma Ecevit efsanesinin tavan yaptığı, dağlara, taşlara Karaoğlan yazıldığı dönemde devrimcilerce söylenen bir fıkra geldi
.Mevcut düzenin değişeceği, işsize iş, fakire aş, köylüye toprak vermek için toprak reformu, kısacası düzen değişikliği yapılacağı için oy istiyorlardı..
O dönemde bir politikacı köyün birine gider ve köyün meydanında yüksekçe bir yere çıkar, oy istemek için başlar propagandaya.
-Ey halkım, iş aş ve toprak reformu yapacak olan partimiz gücüne güç katıp düzeni değiştirmek için sizin oylarınızı istiyor.
Bu münvalde uzun bir konuşma sonrasında bir ara gözü ön sıralarda oturan mukallit bir köylüye takılır. Köylü geç bunları decesine kafasını ellerini sallamaktadır.
Bu duruma canı sıkılan politikacı o köylüye döner ve;
-Hayrola beyamca, sen inanmıyormusun bu düzenin değişeceğine?
Köylü de cavap hazırdır ve ayağa kalkar;
-A yavrum, hiç inanmaz olurmuyum?
-Eeee, madem inanıyorsunda o zaman ne demeye elini, başını sallayıp geç bunları der gibi işaret ediyorsun?
Köylü sonunda patlar ve;
-Yavrum şu yırtınanlara bakıyorum da, bu düzen değişmesine değişecek ama düzülenler hiç değişmiyecek.. Mahmut NAZİK.
Kayıt Tarihi : 18.10.2014 20:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mahmut Nazik](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/10/18/turp-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!